“Sağlıklı bir ömür için ne yediğiniz kadar ne vakit yediğiniz de fazlaca önemli” diyen Biyokimya ve Anti-Aging Uzmanı Dr. Ayşegül Çoruhlu, beden saatine göre uygulanan ‘sirkadiyen beslenme’nin faydalarına dikkat çekti.
Yemek yerken ekseriyetle sağlıklı besinlere odaklanırız lakin bu besinleri “ne zaman” yiyeceğimizi göz arkası ederiz. halbuki tüketeceğimiz besinler kadar yemek saatlerimize de dikkat etmemiz gerektiğini belirten Biyokimya ve Anti-Aging Uzmanı Dr. Ayşegül Çoruhlu, “İşte bu noktada sirkadiyen yani beden saatine nazaran beslenmek şart” dedi. Pekala sirkadiyen beslenme nedir? Nasıl uygulanır? Bedene ne üzere tesirleri olur? İşte Çoruhlu’nun bu sorularıma verdiği
yanıtlar…
Biyolojik saatin değeri nedir?
Dünya üzerinde yaşayan tüm canlılar; bitkiler, hayvanlar ve beşerler mevsimler ve gece-gündüz döngülerine uyumlu olmaya programlanmıştır. Buna sirkadiyen ritim (biyolojik saat) denir. Biyolojik olarak bu uyumluluğumuz biliniyordu. Lakin son birkaç yıldaki bilimsel çalışmalar bu ahengin sıhhat açısından kıymetini ispatladı. Tıbbi açıdan ‘sirkadiyen ritim’ denilen ve manası ‘biyolojik iç saat’ olan mevzuyu şöyleki açıklayabilirim… Bedenin ortasında, her hücre üzerinde biyolojik saatler vardır. Bu saatlerin ana merkezi beyindedir. Beyindeki merkez, göze gelen güneşin ışığının dalga uzunluğu uzunluğu, rengi ve yoğunluğundan günün saatini belirler. Bu datayı tıpkı anda bütün organlara gönderir. bu biçimdece güneşe, ışığa, mevsime ilişkin bilgi hücrelere iletilir. Bu, survival sistemidir yani hayatta kalmak için bunu anlamaya mecburuz. Eski çağlarda beşerler ışık varken av ve yiyecek buluyordu, gece olduğunda ise mağarada saklanma ve dinlenmeye geçiyordu. Milyonlarca yıl bu biçimde oldu bu…
Beden saatimiz niye bozuldu?
Bizim sirkadiyen iç saatlerimiz olağan gün ritminden çıkınca karıştı. Elektrik bulundu ve erken yatmak gerekirken, ışıkla gece uzadı. Uyku ve uyanıklığa dair sirkadiyen iç ritim bozuldu. Tıpkı güneşten gelen ışığın gözden beyne bilgi vermesi üzere besinler da onları yedikçe içlerindeki bilgiyi bizimle paylaşır. Tüketilen besin, hangi mevsimde, hangi coğrafyada yetiştiğinin bilgisini taşır. Zira besin olarak yediğimiz bitkiler ve hayvanlar da güneşin ışığını kullanarak kendi iç saatlerine göre büyürler. Fakat biz raf ömrü uzatılmış poşetli besinlerle, mevsiminde olmayan besinlerle, doğal ortamda büyütülmemiş sentetik yem verilen hayvanlarla beslenince onlardan gelecek gerçek bilgiyi alamıyoruz. Yani hem çağdaş bina içi hayat, hem geçersiz ışıklar (elektronikler, aydınlatmalar), hem geçersiz yiyecekler, bizim biyolojik canlılığımız ile dünya içindeki ahengi bozuyor. Kol saatimiz ile biyolojik iç saatimiz uyumsuz oluyor. Biz, kol saatimizden süratli yaşlanıyoruz. Bu ömür ve beslenme formu bizim doğal biyolojimize uymuyor ve bedeli ağır oluyor.
Sirkadiyen beslenme nedir?
Bedenimizin gece çalışması gündüz çalışmasından farklıdır. Gece, tüm organların, hücrelerin dinlenme-detoks-tamir devridir. Bu yenilenme olmasa fazlaca çabuk eskiyip yıpranırız. Geceki yenilenme eski hücrelerin bulunup, yok edilip yerine yenilerinin konmasını içerir. Bu paklık ve tamir işleri en epeyce uykuda lakin açken uykuda olur. Yani sirkadiyen iç saat gece besin tüketilsin istemez. Gece saatleri sindirim vakti değildir. Fakat bir şeyler yendiğinde bu saat bozulur. Gövdeye besin girdiği anda, sirkadiyen sinyaller dinlenme ve yenilenmeden vazgeçip, o gıdayı sindirme moduna geçer. esasen ‘sirkadiyen beslenme’ ile anlatmak istediğim bu biyoritmimizdir. Güneş ışığının daha fazla olduğu gündüz saatlerinde, hücreler besinlerin gücünü yakmaya daha müsaittir. Gece karanlıkla birlikte besinleri yakmak yerine kilo olarak depolamaya uygundur. Fakat biz yapay ışıkla hem daha geç uyuyoruz birebir vakitte besini daha geç saatlerde alıyoruz. Yani aslında kilo ve buna bağlı sıhhat meseleleri, işlenmiş yiyecekler tüketmenin yanı sıra sirkadiyen ritmin haricinde yemekle ilintilidir. Yalnızca kilo kaybetmek için değil, tüm hastalıklardan güzelleşmeler için de gece açlığı ve gece uykusu ikilisi değerlidir. Zira hücre biyolojisi bu biçimdedir ve bu milyonlarca yılda oluşmuş bu harika biyolojik ritm ile son birkaç yüzyıldır inatlaşmamız bize fazlaca sayıda ve giderek artan hastalıklar olarak ödetilmiştir. Özetle bahis yemek ise, iç saatlerimiz gece yemeye uygun değildir. Bahis burada kilo ya da kalori değil. Sonuçta biyolojik saatimiz var ve buna uygun beslenmeliyiz. Sağlıklı beslenme dediğimizde eksik kalan kısmı ekledik: vakit içindema…
Nasıl uygulanır?
Sirkadiyen sistem gündüz yemek için uygun iken gece uygun değildir. En sıradan uygulama saat 17.00’de akşam yemeğinin bitirilmesidir. Bu prosedür hayli kolay uygulanır.
Bedene faydaları nelerdir?
İç organ yağlanmanız azalır. Bel bölgeniz incelir. Uyku kaliteniz artar. Gece aç kalınan periyotta ve uykuda eski hücrelerinizin yenilenmesi artar. İnsülin rezistansınız düzelir. Trigliserid düzeyiniz ve ürik asidiniz düşer. ötürüsıyla tüm hastalıklara karşı yatkınlığınız azalmış olur.
Okumaya devam et...
Yemek yerken ekseriyetle sağlıklı besinlere odaklanırız lakin bu besinleri “ne zaman” yiyeceğimizi göz arkası ederiz. halbuki tüketeceğimiz besinler kadar yemek saatlerimize de dikkat etmemiz gerektiğini belirten Biyokimya ve Anti-Aging Uzmanı Dr. Ayşegül Çoruhlu, “İşte bu noktada sirkadiyen yani beden saatine nazaran beslenmek şart” dedi. Pekala sirkadiyen beslenme nedir? Nasıl uygulanır? Bedene ne üzere tesirleri olur? İşte Çoruhlu’nun bu sorularıma verdiği
yanıtlar…
Biyolojik saatin değeri nedir?
Dünya üzerinde yaşayan tüm canlılar; bitkiler, hayvanlar ve beşerler mevsimler ve gece-gündüz döngülerine uyumlu olmaya programlanmıştır. Buna sirkadiyen ritim (biyolojik saat) denir. Biyolojik olarak bu uyumluluğumuz biliniyordu. Lakin son birkaç yıldaki bilimsel çalışmalar bu ahengin sıhhat açısından kıymetini ispatladı. Tıbbi açıdan ‘sirkadiyen ritim’ denilen ve manası ‘biyolojik iç saat’ olan mevzuyu şöyleki açıklayabilirim… Bedenin ortasında, her hücre üzerinde biyolojik saatler vardır. Bu saatlerin ana merkezi beyindedir. Beyindeki merkez, göze gelen güneşin ışığının dalga uzunluğu uzunluğu, rengi ve yoğunluğundan günün saatini belirler. Bu datayı tıpkı anda bütün organlara gönderir. bu biçimdece güneşe, ışığa, mevsime ilişkin bilgi hücrelere iletilir. Bu, survival sistemidir yani hayatta kalmak için bunu anlamaya mecburuz. Eski çağlarda beşerler ışık varken av ve yiyecek buluyordu, gece olduğunda ise mağarada saklanma ve dinlenmeye geçiyordu. Milyonlarca yıl bu biçimde oldu bu…
Beden saatimiz niye bozuldu?
Bizim sirkadiyen iç saatlerimiz olağan gün ritminden çıkınca karıştı. Elektrik bulundu ve erken yatmak gerekirken, ışıkla gece uzadı. Uyku ve uyanıklığa dair sirkadiyen iç ritim bozuldu. Tıpkı güneşten gelen ışığın gözden beyne bilgi vermesi üzere besinler da onları yedikçe içlerindeki bilgiyi bizimle paylaşır. Tüketilen besin, hangi mevsimde, hangi coğrafyada yetiştiğinin bilgisini taşır. Zira besin olarak yediğimiz bitkiler ve hayvanlar da güneşin ışığını kullanarak kendi iç saatlerine göre büyürler. Fakat biz raf ömrü uzatılmış poşetli besinlerle, mevsiminde olmayan besinlerle, doğal ortamda büyütülmemiş sentetik yem verilen hayvanlarla beslenince onlardan gelecek gerçek bilgiyi alamıyoruz. Yani hem çağdaş bina içi hayat, hem geçersiz ışıklar (elektronikler, aydınlatmalar), hem geçersiz yiyecekler, bizim biyolojik canlılığımız ile dünya içindeki ahengi bozuyor. Kol saatimiz ile biyolojik iç saatimiz uyumsuz oluyor. Biz, kol saatimizden süratli yaşlanıyoruz. Bu ömür ve beslenme formu bizim doğal biyolojimize uymuyor ve bedeli ağır oluyor.
Sirkadiyen beslenme nedir?
Bedenimizin gece çalışması gündüz çalışmasından farklıdır. Gece, tüm organların, hücrelerin dinlenme-detoks-tamir devridir. Bu yenilenme olmasa fazlaca çabuk eskiyip yıpranırız. Geceki yenilenme eski hücrelerin bulunup, yok edilip yerine yenilerinin konmasını içerir. Bu paklık ve tamir işleri en epeyce uykuda lakin açken uykuda olur. Yani sirkadiyen iç saat gece besin tüketilsin istemez. Gece saatleri sindirim vakti değildir. Fakat bir şeyler yendiğinde bu saat bozulur. Gövdeye besin girdiği anda, sirkadiyen sinyaller dinlenme ve yenilenmeden vazgeçip, o gıdayı sindirme moduna geçer. esasen ‘sirkadiyen beslenme’ ile anlatmak istediğim bu biyoritmimizdir. Güneş ışığının daha fazla olduğu gündüz saatlerinde, hücreler besinlerin gücünü yakmaya daha müsaittir. Gece karanlıkla birlikte besinleri yakmak yerine kilo olarak depolamaya uygundur. Fakat biz yapay ışıkla hem daha geç uyuyoruz birebir vakitte besini daha geç saatlerde alıyoruz. Yani aslında kilo ve buna bağlı sıhhat meseleleri, işlenmiş yiyecekler tüketmenin yanı sıra sirkadiyen ritmin haricinde yemekle ilintilidir. Yalnızca kilo kaybetmek için değil, tüm hastalıklardan güzelleşmeler için de gece açlığı ve gece uykusu ikilisi değerlidir. Zira hücre biyolojisi bu biçimdedir ve bu milyonlarca yılda oluşmuş bu harika biyolojik ritm ile son birkaç yüzyıldır inatlaşmamız bize fazlaca sayıda ve giderek artan hastalıklar olarak ödetilmiştir. Özetle bahis yemek ise, iç saatlerimiz gece yemeye uygun değildir. Bahis burada kilo ya da kalori değil. Sonuçta biyolojik saatimiz var ve buna uygun beslenmeliyiz. Sağlıklı beslenme dediğimizde eksik kalan kısmı ekledik: vakit içindema…
Nasıl uygulanır?
Sirkadiyen sistem gündüz yemek için uygun iken gece uygun değildir. En sıradan uygulama saat 17.00’de akşam yemeğinin bitirilmesidir. Bu prosedür hayli kolay uygulanır.
Bedene faydaları nelerdir?
İç organ yağlanmanız azalır. Bel bölgeniz incelir. Uyku kaliteniz artar. Gece aç kalınan periyotta ve uykuda eski hücrelerinizin yenilenmesi artar. İnsülin rezistansınız düzelir. Trigliserid düzeyiniz ve ürik asidiniz düşer. ötürüsıyla tüm hastalıklara karşı yatkınlığınız azalmış olur.
Okumaya devam et...