İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları Ana Bilim Dalı’nda vazifeli, Bilim Konseyi Üyesi Prof. Dr. Alper Şener, HIV’e dair farkındalığın artırılması gerektiği istikametinde açıklamalarda bulundu.
Sağlık Bakanlığı bilgilerine bakılırsa, HIV hadise sayılarının Türkiye’de 40 bine dayandığını belirten Prof. Dr. Alper Şener, şu biçimde konuştu:
*Aslında son 3 yıldır Covid-19 pandemisine konsantre olduk lakin tüm dünyada devam eden sessiz bir ‘HIV pandemisi’ var.
*Bu sessiz pandemi her yıl üzerine birkaç bin kişi topluyor. Türkiye’deki hadise sayıları Sıhhat Bakanlığı bilgilerine nazaran, 40 bine dayandı.
*Son 2-3 yıldır birinci teşhis yaşının çok düştüğünü görüyoruz. Yaş ortalamalarını 25-30’lu yaşlar içinde beklerken, bu sayılar 20’li yaşların altına inmeye başladı.
*Bu bahisteki farkındalığın artırılması ve bu sessiz pandeminin gürültülü pandemiye dönmesinin önüne geçilmesi gerekiyor.
‘TÜRKİYE HIV HASTALARININ SÜRATLİ ARTTIĞI ÜLKELER ARASINDA’
HIV’in yüklü olarak cinsel yolla bulaşan enfeksiyon hastalıklarından biri olduğunu lisana getiren Prof. Dr. Şener, şöyleki konuştu:
*Bulaş yollarına dikkat etmek gerekiyor. Alkol, keyif verici husus birlikteinde denetimsiz ve korunmasız cinsel aktivite geliştirdiği için bu faktörleri göz önünde bulundurmak gerekir.
*Dünya ve Avrupa jenerasyonuyla kıyaslayacak olursak Türkiye, Avrupa Birliği ülkeleri ortasında HIV hastalarının en süratli arttığı ülkeler içinde yer alıyor. Başka hastalıklarla kıyaslandığı vakit fazlaca değerli bir sayı üzere görünmeyebilir.
*80 milyonluk ülkede 40 bin hasta sayısı fazla üzere gelmeyebilir fakat bu hastalar uzun vakit dilimi içerisinde hastalık yükü oluşturmaktadır ve ömür uzunluğu ilaç kullanmak zorunda olan hasta kümesi.
*Bu artış devam edecek olursa Türkiye’de HIV pandemisinin önümüzdeki senelerda devam ettiğini bakılırsaceğiz.
‘ERKEN TEDAVİ ÇOK ÖNEMLİ’
*Her yıl 1000- 2 bin civarında eklenen yeni olgularda bilhassa düşük yaş devam edecek olursa önümüzdeki senelerda hem bulaş zincirinin daha uzun müddet devam ettiğini tıpkı vakitte hastalık yükünün daha fazla olduğunu nazaranceğiz.
*Bu da devam eden pandemilere bir daha konsantre olmamız gerektiğini gösteriyor. Virüs birinci alındığı vakit birinci 3 hafta ortasında besbelli bulgu vermiyor.
*Ateş, halsizlik, uykusuzluk üzere semptomlar başlıyor fakat 3’üncü aydan daha sonra daha bariz bulgular gelişiyor.
*Biz bunlara hastalık tanımlayıcı bulgular, diyoruz. Lenf bezleri, boğaz ağrısı, saç dökülmeleri, 1 aydan uzun süren ishal tabloları meydana geliyor.
*Bu hastalar süratli kilo kaybı yaşayabiliyor. Bu bulgular şüphelendirici bulgulardır. Antikor testleriyle virüs tespit ediliyor.
*Kandaki virüs yükü yüksekse tedaviye başlanıyor. Tedavi başladıktan daha sonra yaklaşık 3 ay ortasında denetim bizim elimize geçiyor.
*Bu yüzden erken tedaviye başlanması epey kıymetli. Denetim bizim elimize geçmezse fırsatçı hastalıklarla bu hastalar kaybedilebiliyor.
Okumaya devam et...
Sağlık Bakanlığı bilgilerine bakılırsa, HIV hadise sayılarının Türkiye’de 40 bine dayandığını belirten Prof. Dr. Alper Şener, şu biçimde konuştu:
*Aslında son 3 yıldır Covid-19 pandemisine konsantre olduk lakin tüm dünyada devam eden sessiz bir ‘HIV pandemisi’ var.
*Bu sessiz pandemi her yıl üzerine birkaç bin kişi topluyor. Türkiye’deki hadise sayıları Sıhhat Bakanlığı bilgilerine nazaran, 40 bine dayandı.
*Son 2-3 yıldır birinci teşhis yaşının çok düştüğünü görüyoruz. Yaş ortalamalarını 25-30’lu yaşlar içinde beklerken, bu sayılar 20’li yaşların altına inmeye başladı.
*Bu bahisteki farkındalığın artırılması ve bu sessiz pandeminin gürültülü pandemiye dönmesinin önüne geçilmesi gerekiyor.
‘TÜRKİYE HIV HASTALARININ SÜRATLİ ARTTIĞI ÜLKELER ARASINDA’
HIV’in yüklü olarak cinsel yolla bulaşan enfeksiyon hastalıklarından biri olduğunu lisana getiren Prof. Dr. Şener, şöyleki konuştu:
*Bulaş yollarına dikkat etmek gerekiyor. Alkol, keyif verici husus birlikteinde denetimsiz ve korunmasız cinsel aktivite geliştirdiği için bu faktörleri göz önünde bulundurmak gerekir.
*Dünya ve Avrupa jenerasyonuyla kıyaslayacak olursak Türkiye, Avrupa Birliği ülkeleri ortasında HIV hastalarının en süratli arttığı ülkeler içinde yer alıyor. Başka hastalıklarla kıyaslandığı vakit fazlaca değerli bir sayı üzere görünmeyebilir.
*80 milyonluk ülkede 40 bin hasta sayısı fazla üzere gelmeyebilir fakat bu hastalar uzun vakit dilimi içerisinde hastalık yükü oluşturmaktadır ve ömür uzunluğu ilaç kullanmak zorunda olan hasta kümesi.
*Bu artış devam edecek olursa Türkiye’de HIV pandemisinin önümüzdeki senelerda devam ettiğini bakılırsaceğiz.
‘ERKEN TEDAVİ ÇOK ÖNEMLİ’
*Her yıl 1000- 2 bin civarında eklenen yeni olgularda bilhassa düşük yaş devam edecek olursa önümüzdeki senelerda hem bulaş zincirinin daha uzun müddet devam ettiğini tıpkı vakitte hastalık yükünün daha fazla olduğunu nazaranceğiz.
*Bu da devam eden pandemilere bir daha konsantre olmamız gerektiğini gösteriyor. Virüs birinci alındığı vakit birinci 3 hafta ortasında besbelli bulgu vermiyor.
*Ateş, halsizlik, uykusuzluk üzere semptomlar başlıyor fakat 3’üncü aydan daha sonra daha bariz bulgular gelişiyor.
*Biz bunlara hastalık tanımlayıcı bulgular, diyoruz. Lenf bezleri, boğaz ağrısı, saç dökülmeleri, 1 aydan uzun süren ishal tabloları meydana geliyor.
*Bu hastalar süratli kilo kaybı yaşayabiliyor. Bu bulgular şüphelendirici bulgulardır. Antikor testleriyle virüs tespit ediliyor.
*Kandaki virüs yükü yüksekse tedaviye başlanıyor. Tedavi başladıktan daha sonra yaklaşık 3 ay ortasında denetim bizim elimize geçiyor.
*Bu yüzden erken tedaviye başlanması epey kıymetli. Denetim bizim elimize geçmezse fırsatçı hastalıklarla bu hastalar kaybedilebiliyor.
Okumaya devam et...