Varlık sahibi hane halkı ile varlık sahibi hane halkı arasındaki uçurum, özellikle gayrimenkul söz konusu olduğunda genişliyor. Çünkü en az kaynağa sahip İspanyolların yarısı gayrimenkul zenginliğinin ancak %16’sına sahip. Buna karşılık, İspanya Merkez Bankası’nın zenginlik dağılımına ilişkin hazırladığı bir rapora göre, en zengin nüfusun yüzde 10’u bu gayrimenkul varlıklarının neredeyse yüzde 37’sini tekeline alıyor.
Büyük finansal durgunluğun ve ardından gelen toparlanmanın yaşandığı, pandeminin ‘şokuna’ kadar geçen 2011 ile 2020 yılları arasında, net serveti kalan %90’dan daha fazla olan hanelerin elindeki konut serveti oranı yüzde 33,2’den düştü. %5,3 artışla %38,5’e yükseldi. Aynı zamanda, aynı on yılda, net serveti nüfusun %50’sinden az olan hanelerin konut servetinin payı %20,3’ten %14,9’a çıktı.
Öte yandan, 2020-2022 yılları arasında en yüksek gelire sahip hanehalkı grubunun toplam servet içindeki payı konutta onda altı, konut alımı dışındaki amaçlarla borçlarda onda dörde ve yatırım fonları (1,1 puan). Öte yandan bu grup konut alımına ilişkin mevduat, hisse ve borçlara katılımını azaltmış olacaktı.
Depozitoya rücu
İspanyollar arasındaki farklılıklar aynı zamanda yüksek gelirli insanların en fazla yatırım fonuna ve hisse senedine sahip olduğunu da gösteriyor. Tam tersine, varlıkları en düşük olanlar, banka mevduatında veya ev satın alırken en fazla parayı bırakanlardır.
Bank of Spain raporu, en riskli ürünlere yatırım yapanların en yüksek gelire sahip İspanyollar olduğunu vurguluyor. Böylece 2022 yılında yatırım fonlarının %56’sına ve borsada işlem gören hisselerin %75’ine sahip olacakları tahmin ediliyor. Ancak İspanya Merkez Bankası tarafından hesaplanan veri serisinin nispeten kısa zamansal boyutu ve servetin tüm bileşenlerinin analiz edilmemiş olması göz önüne alındığında, denetim otoritesinin uyardığı gibi sonuçların “hala ihtiyatlı” olarak yorumlanması gerekiyor.
Veriler, varlık yönetiminin, varlıklarını kullanmaları nedeniyle satın alma gücü düşük olan aileler üzerinde nasıl daha büyük bir etkiye sahip olduğunu ortaya koyuyor. Bu grubun en çok kullandığı ürün olan banka mevduatının kârlılığı, faiz oranlarındaki artışa rağmen son yılda çok az iyileşme gösterdi. Konut konusunda ise, Euribor’un yaşadığı yükselişin bir sonucu olarak ipotek ödemelerindeki artışlardan en çok zarar görenler de bu haneler oldu.
Büyük finansal durgunluğun ve ardından gelen toparlanmanın yaşandığı, pandeminin ‘şokuna’ kadar geçen 2011 ile 2020 yılları arasında, net serveti kalan %90’dan daha fazla olan hanelerin elindeki konut serveti oranı yüzde 33,2’den düştü. %5,3 artışla %38,5’e yükseldi. Aynı zamanda, aynı on yılda, net serveti nüfusun %50’sinden az olan hanelerin konut servetinin payı %20,3’ten %14,9’a çıktı.
Öte yandan, 2020-2022 yılları arasında en yüksek gelire sahip hanehalkı grubunun toplam servet içindeki payı konutta onda altı, konut alımı dışındaki amaçlarla borçlarda onda dörde ve yatırım fonları (1,1 puan). Öte yandan bu grup konut alımına ilişkin mevduat, hisse ve borçlara katılımını azaltmış olacaktı.
Depozitoya rücu
İspanyollar arasındaki farklılıklar aynı zamanda yüksek gelirli insanların en fazla yatırım fonuna ve hisse senedine sahip olduğunu da gösteriyor. Tam tersine, varlıkları en düşük olanlar, banka mevduatında veya ev satın alırken en fazla parayı bırakanlardır.
Bank of Spain raporu, en riskli ürünlere yatırım yapanların en yüksek gelire sahip İspanyollar olduğunu vurguluyor. Böylece 2022 yılında yatırım fonlarının %56’sına ve borsada işlem gören hisselerin %75’ine sahip olacakları tahmin ediliyor. Ancak İspanya Merkez Bankası tarafından hesaplanan veri serisinin nispeten kısa zamansal boyutu ve servetin tüm bileşenlerinin analiz edilmemiş olması göz önüne alındığında, denetim otoritesinin uyardığı gibi sonuçların “hala ihtiyatlı” olarak yorumlanması gerekiyor.
Veriler, varlık yönetiminin, varlıklarını kullanmaları nedeniyle satın alma gücü düşük olan aileler üzerinde nasıl daha büyük bir etkiye sahip olduğunu ortaya koyuyor. Bu grubun en çok kullandığı ürün olan banka mevduatının kârlılığı, faiz oranlarındaki artışa rağmen son yılda çok az iyileşme gösterdi. Konut konusunda ise, Euribor’un yaşadığı yükselişin bir sonucu olarak ipotek ödemelerindeki artışlardan en çok zarar görenler de bu haneler oldu.