Toplumumuzda görülme sıklığı giderek artan karaciğer yağlanmasının önemli bir sıhhat sorunu olduğuna dikkat çeken Serin, ‘Yaşam biçimindeki sıradan değişikliklerle yağlanmayı bilakis çevirmek mümkün’’ dedi…
Hem bayanlarda birebir vakitte erkeklerde neredeyse tıpkı sıklıkta görülen karaciğer yağlanması, karaciğer hücrelerinin olması gerekenden daha fazla yağ biriktirmesiyle oluşan bir hastalıktır. Sinsice ilerler ve çoklukla kan testleri ya da ultrasonla tesadüfen teşhis edilir. Karaciğer-Safra Yolları-Pankreas Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Kürşat Serin, toplumun yüzde 25’ini tehdit eden bu hastalıkla ilgili bilinmesi gerekenleri şöyleki deklare etti…
Doç. Dr. Kürşat Serin
Kimler risk altında?
Karaciğer yağlanması çoklukla belirti vermez. Diyabeti, ailesinde kolesterol yüksekliği olanlarda, beslenme alışkanlığı sistemsiz ve kalitesiz, bilhassa obez bireylerde karaciğer yağlanmasında kuşkulanılmalı ve denetime gidilmeli. Yağlı karaciğer hastalığı gelişimiyle obezite içinde her ne kadar sıkı alaka olsa da kimi vakit zayıf bir kişinin karaciğerinde de ileri derecede yağlanma ve hatta bu sebeple siroz gelişebilir. Karaciğer yağlanmasına yol açan etkenler alkol kullanması, metabolik sendrom, diyabet, hipertansiyon, kalıtsal enzim bozuklukları ve ilaca bağlı karaciğer hücresi hasarıdır. Karaciğer testlerinde yavaşça yükseklik olan bireylere yapılan ultrasonografide yağlanma görülerek teşhis temalır.
Tehlikeli midir?
Karaciğer yağlanmasının 2050 yılında karaciğer kanseri gelişmeninde birinci sıradaki risk faktörü olacağı öngörülmektedir. Yani sıradan bir yağlanma karaciğer hücre harabiyeti, kanser dönüşümüne gidecek kadar önemli sorunlara sebep olabilir. Toplumun yaklaşık yüzde 25‘inde karaciğer yağlanması olduğu, bunların yüzde 25’inde siroz gelişeceği, siroz gelişenlerin yüzde 25’inde de kanser gelişmeninin görüleceği düşünülürse sayı olarak en sık kanser gelişim sebebinin karaciğer yağlanması olacağı görülebilir. Karaciğer yağlanması tabanında karaciğer kanseri gelişimi için en kıymetli risk faktörleri; ileri yaş, bağ doku, şeker hastalığı, obezite ve birtakım genetik yatkınlıkların varlığıdır.
Nelere dikkat edilmeli?
Bu hastalık için özel icat edilmiş, tek kullanımda durumu düzelten ilaç maalesef bulunmamaktadır. sıradan önlemler ve hayat stili değişikliğiyle karaciğer yağlanması büyük oranda bilakis çevrilebilir.
1-En değerli etken obezitedir ve hastanın kilo vermesi ile karaciğer yağlanmasında da bariz düzelme görülür.
2- Diyabet, yüksek tansiyon, kolesterol üzere problemlerin denetim altına alınması karaciğer yağlanmasının gerilemesine yardımcı olur.
3- Sportif aktivite mesela günde 1 saat tempolu yürüyüş karaciğer yağlanmasını önleyecek; yağlanması olan şahıslarda de gerilemesine yardımcı olacaktır. Nizamlı spor ve obeziteden korunma ile büyük bir küme karaciğer yağlanmasının önüne geçebilir.
4- Zeytinyağlı, yeşil zerzevat yüklü, Omega 3’ten varlıklı beslenme, yani Akdeniz tipi beslenme de karaciğer yağlanması gelişmeninde hamidir.
5-Kahvenin bir hayli kalp ve başka hastalıklardan, kanser gelişmeninden gözetici tesiri artık bilinmektedir. Karaciğer yağlanmasında da faydalıdır ve günde 1 fincan Türk kahvesi içilmelidir.
Okumaya devam et...
Hem bayanlarda birebir vakitte erkeklerde neredeyse tıpkı sıklıkta görülen karaciğer yağlanması, karaciğer hücrelerinin olması gerekenden daha fazla yağ biriktirmesiyle oluşan bir hastalıktır. Sinsice ilerler ve çoklukla kan testleri ya da ultrasonla tesadüfen teşhis edilir. Karaciğer-Safra Yolları-Pankreas Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Kürşat Serin, toplumun yüzde 25’ini tehdit eden bu hastalıkla ilgili bilinmesi gerekenleri şöyleki deklare etti…
Doç. Dr. Kürşat Serin
Kimler risk altında?
Karaciğer yağlanması çoklukla belirti vermez. Diyabeti, ailesinde kolesterol yüksekliği olanlarda, beslenme alışkanlığı sistemsiz ve kalitesiz, bilhassa obez bireylerde karaciğer yağlanmasında kuşkulanılmalı ve denetime gidilmeli. Yağlı karaciğer hastalığı gelişimiyle obezite içinde her ne kadar sıkı alaka olsa da kimi vakit zayıf bir kişinin karaciğerinde de ileri derecede yağlanma ve hatta bu sebeple siroz gelişebilir. Karaciğer yağlanmasına yol açan etkenler alkol kullanması, metabolik sendrom, diyabet, hipertansiyon, kalıtsal enzim bozuklukları ve ilaca bağlı karaciğer hücresi hasarıdır. Karaciğer testlerinde yavaşça yükseklik olan bireylere yapılan ultrasonografide yağlanma görülerek teşhis temalır.
Tehlikeli midir?
Karaciğer yağlanmasının 2050 yılında karaciğer kanseri gelişmeninde birinci sıradaki risk faktörü olacağı öngörülmektedir. Yani sıradan bir yağlanma karaciğer hücre harabiyeti, kanser dönüşümüne gidecek kadar önemli sorunlara sebep olabilir. Toplumun yaklaşık yüzde 25‘inde karaciğer yağlanması olduğu, bunların yüzde 25’inde siroz gelişeceği, siroz gelişenlerin yüzde 25’inde de kanser gelişmeninin görüleceği düşünülürse sayı olarak en sık kanser gelişim sebebinin karaciğer yağlanması olacağı görülebilir. Karaciğer yağlanması tabanında karaciğer kanseri gelişimi için en kıymetli risk faktörleri; ileri yaş, bağ doku, şeker hastalığı, obezite ve birtakım genetik yatkınlıkların varlığıdır.
Nelere dikkat edilmeli?
Bu hastalık için özel icat edilmiş, tek kullanımda durumu düzelten ilaç maalesef bulunmamaktadır. sıradan önlemler ve hayat stili değişikliğiyle karaciğer yağlanması büyük oranda bilakis çevrilebilir.
1-En değerli etken obezitedir ve hastanın kilo vermesi ile karaciğer yağlanmasında da bariz düzelme görülür.
2- Diyabet, yüksek tansiyon, kolesterol üzere problemlerin denetim altına alınması karaciğer yağlanmasının gerilemesine yardımcı olur.
3- Sportif aktivite mesela günde 1 saat tempolu yürüyüş karaciğer yağlanmasını önleyecek; yağlanması olan şahıslarda de gerilemesine yardımcı olacaktır. Nizamlı spor ve obeziteden korunma ile büyük bir küme karaciğer yağlanmasının önüne geçebilir.
4- Zeytinyağlı, yeşil zerzevat yüklü, Omega 3’ten varlıklı beslenme, yani Akdeniz tipi beslenme de karaciğer yağlanması gelişmeninde hamidir.
5-Kahvenin bir hayli kalp ve başka hastalıklardan, kanser gelişmeninden gözetici tesiri artık bilinmektedir. Karaciğer yağlanmasında da faydalıdır ve günde 1 fincan Türk kahvesi içilmelidir.
Okumaya devam et...