Sitemizin hiçbir kişi, kurum yada kuruluş ile bağlantısı bulunmamaktadır. Bağımsız olarak sosyal etkileşim kurabileceğiniz yurtdışı kültür etkinliklerini tartıştığımız forum sitesidir.

Laik Etmek Ne Demek ?

Duru

New member
Laik Etmek Nedir?

Laik etme, özellikle Türkiye'nin toplumsal ve kültürel yapısında önemli bir yere sahip olan bir terimdir. Bu kavram, devletin din işlerinden bağımsız olmasını savunan laiklik ilkesinin bir uzantısı olarak kullanılır. Laik etmek, dinin sosyal, kültürel ve siyasal hayat üzerindeki etkilerini ortadan kaldırmak veya en azından sınırlamak anlamına gelir. Ancak, laik etme terimi genellikle daha çok dinî ve toplumsal yaşam arasındaki sınırları netleştiren bir yaklaşım olarak kullanılır. Bu yazıda laik etmenin ne anlama geldiğini, tarihi arka planını, toplumsal etkilerini ve benzer kavramlarla olan ilişkisini derinlemesine inceleyeceğiz.

Laiklik Nedir?

Laiklik, din ile devlet işlerinin birbirinden ayrı tutulması gerektiğini savunan bir anlayıştır. Laik bir toplumda devlet, dinî kurumlara müdahale etmez ve dinin devletin işleyişine etkisi sınırlıdır. Laiklik, insanların inançlarına saygı gösterirken, dinin devlet politikaları üzerinde etkili olmamasını amaçlar. Bu anlayış, modern demokratik toplumların temellerinden biri olmuştur. Türkiye’de laiklik, özellikle Cumhuriyet’in ilanıyla birlikte kurumsallaşmış bir ilke haline gelmiştir.

Laik Etmek ve Laiklik Arasındaki Farklar

Laik etme, laiklikten biraz daha farklı bir kavramdır. Laiklik, genel bir devlet politikası ve bir toplumsal düzen anlayışı iken, laik etme daha çok bir eylem olarak öne çıkar. Bir toplumda dinî etkilerin azaltılması veya ortadan kaldırılması amacıyla atılacak somut adımlar laik etme sürecini oluşturur. Örneğin, dinin eğitimde, kamu kurumlarında veya hukuk sisteminde daha az yer bulması, laik etmenin bir örneği olarak görülebilir.

Laik Etmenin Tarihi Arka Planı

Laik etmenin kökenleri, genellikle modernleşme ve batılılaşma hareketlerine dayandırılır. 19. yüzyılın sonları ve 20. yüzyılın başlarında, özellikle Avrupa'da, dinin devlet işlerinden ayrılması gerektiği fikri yayılmaya başlamıştır. Fransız Devrimi ile birlikte laiklik, sadece teorik bir kavram olmaktan çıkıp, pratiğe dökülmeye başlamıştır. Türkiye’de ise laik etme anlayışı, Mustafa Kemal Atatürk’ün Cumhuriyet’i kurmasından sonra hızla hayata geçirilmiştir. Atatürk, özellikle eğitim ve hukuk alanında büyük reformlar yaparak, dinin devlet işlerine müdahale etmesini engellemeye çalışmıştır.

Laik Etmek Toplumsal Hayatta Ne Anlama Gelir?

Laik etmenin toplumsal hayattaki anlamı, dinin bireysel inançlarla sınırlı tutulmasını ve kamusal alanlarda dinî etkilerin azalmasını sağlamaktır. Bu, eğitim sisteminden, kamu politikalarına, hatta bireylerin günlük yaşamlarına kadar uzanan geniş bir etki alanı yaratır. Laik etme süreci, genellikle devletin, dini kontrol etme veya dinî kurumlarla ilişkisini yeniden düzenleme çabası olarak karşımıza çıkar. Özellikle eğitim kurumlarında laik etme, dinî içeriklerin yerini bilimsel ve evrensel değerlerin alması olarak anlaşılabilir. Ayrıca, hukuk sisteminin dinî kurallara dayanmasının engellenmesi, laik etmenin bir başka önemli adımıdır.

Laik Etmek ve Eğitim

Eğitim, laik etmenin en önemli sahalarından biridir. Laik eğitim, dinî dogmalardan bağımsız bir şekilde bilimsel ve akılcı temellere dayanır. Birçok ülkede, eğitim sisteminin laikleşmesi, özellikle dinî içeriklerin azaltılması veya tamamen ortadan kaldırılması süreci olarak gerçekleşmiştir. Türkiye’deki laik eğitim reformları, Atatürk dönemi ile paralellik gösterir. Dinî eğitim, devlet okullarında sadece belirli saatlerde ve belirli sınırlar içinde verilmiştir.

Laik Etme Süreci ve Toplumsal Dönüşüm

Laik etme süreci, toplumları derinden etkileyen bir dönüşüm yaratabilir. Dinî normların, bireylerin sosyal yaşamını şekillendirdiği toplumlarda laikleşme, toplumsal dirençle karşılaşabilir. Çünkü din, birçok toplumda kültürel ve toplumsal yapıyı belirleyen temel unsurlardan biridir. Ancak laik etme, toplumsal eşitlik ve bireysel özgürlükler açısından önemli bir adım olarak kabul edilir. Laikleşme, toplumda farklı inanç ve düşünce sistemlerinin bir arada yaşaması için gerekli ortamı yaratır. Ayrıca, ekonomik, bilimsel ve kültürel alanlarda daha özgür bir gelişim için temel şartları sağlar.

Laik Etmek ve Hukuk Sistemi

Hukuk, laik etmenin en belirgin şekilde uygulandığı alanlardan biridir. Laik hukuk, dinî kurallardan bağımsız olarak, insan hakları, eşitlik ve özgürlükler gibi evrensel değerlere dayanır. Türkiye’deki hukuk reformları, dinî etkileşimden arındırılmaya çalışılmış ve anayasal düzeyde laiklik ilkesi benimsenmiştir. Laik bir hukuk sistemi, tüm vatandaşların dinî inançlarına bakılmaksızın eşit bir şekilde muamele görmesini sağlamayı hedefler.

Laik Etmenin Olumlu ve Olumsuz Yönleri

Laik etmenin toplumsal ve bireysel düzeyde birçok olumlu etkisi olabilir. Laik bir toplumda bireyler, kendi inançlarına göre yaşamlarını şekillendirebilirler ve dinî özgürlükler güvence altına alınır. Toplumsal barış, farklı dini inançlara sahip bireylerin bir arada yaşamasıyla sağlanabilir. Ayrıca, eğitim ve bilimsel çalışmalar, dogmalardan bağımsız bir şekilde ilerleyebilir.

Ancak laik etme süreci, bazen toplumsal kutuplaşmalara yol açabilir. Dini etkilerin sınırlanması, dinî topluluklarda bir rahatsızlık yaratabilir ve laiklik, bazen bir kimlik sorunu haline gelebilir. Bu durumda, toplumsal huzursuzluklar ve karşıt görüşlerin artması mümkün olabilir.

Laik Etmek ve Dinî İfade Özgürlüğü

Laik etme, dinî ifade özgürlüğü ile çelişmeden uygulanmalıdır. Laik bir toplumda bireyler, inançlarını serbestçe ifade edebilirler, ancak bu ifade özgürlüğü, kamusal alandaki diğer bireylerin haklarıyla çatışmamalıdır. Dinî semboller, devletin veya kamu alanının egemen olduğu yerlerde sınırlanabilirken, kişisel yaşamda bireylerin inançlarını yaşaması engellenemez. Laik etme, kişisel özgürlükleri kısıtlamak değil, daha çok toplumsal düzeni korumak amacı taşır.

Sonuç

Laik etme, bir toplumun din ile ilişkisini yeniden şekillendiren, dinî etkilerin toplumsal alanda sınırlanmasını amaçlayan bir süreçtir. Bu süreç, toplumların modernleşme çabalarının bir parçası olarak ortaya çıkmış ve birçok ülkede devletin dinle ilişkisini kesme amacı gütmüştür. Laik etme, özellikle eğitim, hukuk ve kamusal yaşamda önemli değişikliklere yol açarken, bireysel özgürlüklerin korunması açısından da büyük bir anlam taşır. Laikleşme, toplumsal barışı ve bireysel hakları güvence altına alırken, bazen toplumsal gerilimlere de yol açabilir. Ancak her durumda, laik etme süreci, modern toplumların demokratik ve özgür bir yapıya kavuşması için kritik bir adımdır.
 
Üst