Yaklaşık 200 ülkeden delegeler, 2-13 Aralık 2019 tarihlerinde Madrid’de düzenlenecek 25. Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı’nda (COP 25) iklim değişikliğiyle mücadelede bir sonraki belirleyici adımları müzakere edecek. Madrid toplantısında uluslararası üne sahip uzmanlar, siyaset, iş dünyası, bilim ve sivil toplum kuruluşlarından temsilcilerle iklim değişikliğinin zorlukları bağlamında en son gelişmeleri ve teknolojileri bilgilendirecek ve tartışacak. Alman Havacılık ve Uzay Merkezi’nden (DLR) enerji araştırmacıları da uzmanlıklarıyla katkıda bulundular. Alman Uluslararası İşbirliği Derneği (GIZ) tarafından Şili Enerji Bakanlığı ile işbirliği içinde düzenlenen, kömür yakıtlı elektrik santrallerinin ve güneş enerjisinin dönüşümüne odaklanan iki etkinlik.
Solar termal: güneşli bölgelerde dekarbonizasyon için sürdürülebilir çözüm
Güneş termik santralleri, ısı, elektrik veya güneş yakıtı üretmek için doğrudan güneş ışığını yoğunlaştırır. Uygun depolama ile birlikte, dünyanın yoğun güneş alan bölgelerinde güvenilir bir şekilde sürdürülebilir enerji sağlayabilirler ve enerji ve mobilite sektörlerinin karbondan arındırılmasına önemli bir katkı yapabilirler. DLR, bu teknolojiyi 30 yılı aşkın bir süredir araştırmaktadır. Spektrum, temel ve laboratuvar araştırmalarından komple güneş enerjisi santrallerinin işletme testlerine kadar uzanır. Güneş termal enerjisi konulu bir panel tartışmasının bir parçası olarak, DLR Güneş Araştırmaları Enstitüsü müdürü Prof. Robert Pitz-Paal açılış konuşmasını yaptı ve bu teknolojinin mevcut durumunu ve potansiyelini özetledi.
Termik depolama santralleri – kömürden temiz bir çıkış yolu
DLR Teknik Termodinamik Enstitüsü’nden Dr. Michael Geyer, kömürden aşamalı olarak vazgeçilmesi ve kömürle çalışan elektrik santrallerinin dönüştürülmesi olasılıkları üzerine bir başka panel tartışmasında, bir ısı depolamalı elektrik santrali konseptini sundu. Bu konseptin ana fikri, mevcut kömür yakıtlı elektrik santrallerinin ısı depolamalı elektrik santrallerine dönüştürülmesidir. Bu yenilikçi enerji santralleri, fosil hammaddeleri yakmak yerine enerjilerini güneş veya rüzgar enerjisi gibi yenilenebilir kaynaklardan alıyor. Bu yenilenebilir kaynaklardan elde edilen elektrik ilk önce bir ısı depolama ortamı olarak hizmet eden erimiş tuzu ısıtmak için kullanılır. Tuzda depolanan ısı, gerektiğinde elektrik santralinin türbinlerini çalıştıran buhar üretmek için kullanılır. Termik depolama santralleri, dalgalanan yenilenebilir enerjilerden kontrol edilebilir elektrik üretmeyi mümkün kılar. Termik depolama santralleri, dünyanın en büyük karbondioksit yayıcıları arasında yer alan kömür yakıtlı termik santrallerin aksine, iklime zararlı herhangi bir sera gazı üretmez. Aynı zamanda dönüşüm, mevcut santral altyapısının büyük bir bölümünü kullanmaya devam etmeyi mümkün kılıyor.
Enerji ve mobilite alanlarındaki kapsamlı araştırma çalışmaları ile DLR, iklim değişikliğinin getirdiği zorlukların üstesinden gelmek için yenilikçi ve sürdürülebilir teknolojiler geliştirmek için yoğun bir şekilde çalışmaktadır.
Solar termal: güneşli bölgelerde dekarbonizasyon için sürdürülebilir çözüm
Güneş termik santralleri, ısı, elektrik veya güneş yakıtı üretmek için doğrudan güneş ışığını yoğunlaştırır. Uygun depolama ile birlikte, dünyanın yoğun güneş alan bölgelerinde güvenilir bir şekilde sürdürülebilir enerji sağlayabilirler ve enerji ve mobilite sektörlerinin karbondan arındırılmasına önemli bir katkı yapabilirler. DLR, bu teknolojiyi 30 yılı aşkın bir süredir araştırmaktadır. Spektrum, temel ve laboratuvar araştırmalarından komple güneş enerjisi santrallerinin işletme testlerine kadar uzanır. Güneş termal enerjisi konulu bir panel tartışmasının bir parçası olarak, DLR Güneş Araştırmaları Enstitüsü müdürü Prof. Robert Pitz-Paal açılış konuşmasını yaptı ve bu teknolojinin mevcut durumunu ve potansiyelini özetledi.
Termik depolama santralleri – kömürden temiz bir çıkış yolu
DLR Teknik Termodinamik Enstitüsü’nden Dr. Michael Geyer, kömürden aşamalı olarak vazgeçilmesi ve kömürle çalışan elektrik santrallerinin dönüştürülmesi olasılıkları üzerine bir başka panel tartışmasında, bir ısı depolamalı elektrik santrali konseptini sundu. Bu konseptin ana fikri, mevcut kömür yakıtlı elektrik santrallerinin ısı depolamalı elektrik santrallerine dönüştürülmesidir. Bu yenilikçi enerji santralleri, fosil hammaddeleri yakmak yerine enerjilerini güneş veya rüzgar enerjisi gibi yenilenebilir kaynaklardan alıyor. Bu yenilenebilir kaynaklardan elde edilen elektrik ilk önce bir ısı depolama ortamı olarak hizmet eden erimiş tuzu ısıtmak için kullanılır. Tuzda depolanan ısı, gerektiğinde elektrik santralinin türbinlerini çalıştıran buhar üretmek için kullanılır. Termik depolama santralleri, dalgalanan yenilenebilir enerjilerden kontrol edilebilir elektrik üretmeyi mümkün kılar. Termik depolama santralleri, dünyanın en büyük karbondioksit yayıcıları arasında yer alan kömür yakıtlı termik santrallerin aksine, iklime zararlı herhangi bir sera gazı üretmez. Aynı zamanda dönüşüm, mevcut santral altyapısının büyük bir bölümünü kullanmaya devam etmeyi mümkün kılıyor.
Enerji ve mobilite alanlarındaki kapsamlı araştırma çalışmaları ile DLR, iklim değişikliğinin getirdiği zorlukların üstesinden gelmek için yenilikçi ve sürdürülebilir teknolojiler geliştirmek için yoğun bir şekilde çalışmaktadır.