Etik niye kıymetlidir? Bunun üzerine düşündüğümüzde, etik bizim varoluş biçimimizi içerdiğini görürüz. Bu, inanç duygumuzla uyumlu bir şey olduğu manasına gelir.
Etik bedeller değerlidir zira kim olduğumuz hakkında bize epey şey söyler. Bir şeye nitekim inandığınızda ona göre ve ona uygun biçimde yaşarsınız. Nerede durduğunuzu gösteren kumdaki bir çizgi üzeredir. Bu da ahlaki pusulamıza rehberlik edecek standartlarımızı ve hudutlarımızı oluşturur.
Fransızca “ethique” sözcüğünden lisanımıza geçmiş olan etik sözcüğünün Türkçe karşılığı töre bilimidir ve sözlüğe göre ‘uğurunda savaşılmaya kıymet, yaşama neyin mana kazandırdığı’ üzere çeşitli bahisler üzerine çalışılan bilimdir. Bugün anlatacağım husus da etiğin bir öbür alanı olan meslek etiği üzerine.
Meslek etiği, meslek kısımlarının kendi alanlarında uyması gereken yahut kaçınması gereken mevzuları içerir.
Örneğin eğitimciler için öğrencilerine karşı sevgi hürmet, düzgün örnek olma, anlayışlı ve güzel görülü olma, adil ve eşit davranma üzere çeşitli hususlar varken mesleksel manada yeterlilik üzere mevzuata da giren çeşitli anlayışlar vardır.
Farklı meslek kümelerine nazaran değişkenlik göstermekle birlikte temelde mesleksel etik; toplum ve hizmet sunulan bireylere dürüst ve adil davranılması, mesleksel unsurlara bağlı kalınması üzere kavramları da içerir. Toplumların kültür, tarih, toplumsal, inanç, ekonomik vb. özellikleriyle teması da vardır. Etik ve ahlâkî kararlar, başka insanların hayatlarını da etkileyeceği için çok değerlidir.
Ülkemizde yapılan çalışmalarda en muteber meslekler içinde doktorluk, birinci beş meslek içinde yer alıyor. İnsanların itimat hissini kullanarak, alanda gereğince kontrol olmamasından da yararlanarak; televizyonlarda ve toplumsal medyada kimliklerini kullanarak uzmanlık alanları haricinde yanlış bilgiler veriliyor ve toplum yanlış yönlendiriliyor.
Sosyal medyayla birlikte bu durum daha berbat noktalara ulaştı. Haber sitelerinde reklam ile popülerliğini artıran ve bilimsel kimliği gerisine sığınarak alanı olmayan konularda toplumu yanlış yönlendiren ve daha berbatı bundan ticarî çıkar sağlayan birfazlaca insan mevcut. Ülkemizde ne yazık ki psikologların çabucak hemen mesleksel yasası yok. Psikologlar, fizyoterapistler, diyetisyenler üzere sıhhat çalışanlarının mesleksel kanunları mevcut değil.
Beyaz önlük, akademik ve bilimsel kimliklerine sığınarak, toplumu yanlış yönlendirenlerin yanında uzmanlık alanları haricinde açıklamalar ve uzmanlık alanları haricindeki mamüllerinin satışı için bir daha profesyonel kimliklerini kullanmaları üzere niçinler kamu sıhhatini tehdit etmektedir. Mesleksel yasasının olmaması niçiniyle hem bu mesleklere mensup beşerler mağduriyet yaşamakta tıpkı vakitte bu mesleklerden hizmet alan beşerler yanlış ve bilimsel olmayan uygulamalara maruz kalmaktadır.
Birkaç ay evvel Netflix’te yayınlanan terapimsi uygulamaların yer aldığı zeytin ağacı masalıyla aile dizimi bir anda tanınan olmuştu. Pekala, bu kadar mucizevi uygulamadan şu an niye bahsedilmiyor?
Sonuç olarak, psikoloji bir bilimdir ve teknikler senelera dayanan bilimsel metotlarla uygulanır. Tanınan kültür ve popülizmden ticarî tasa sağlayan, insanları yanlış yöneltenler, kontrolle engellenmeli ve bunun için meslek yasası ivedilikle çıkartılmalıdır. Toplumsal medya, televizyon vb. mecralarda, insanların bilimsel kimlikleri gerisine sığınarak; alanları haricinde tavsiyeler vermesi ve alanları haricinde yaptıkları ticarî adımları bir daha bilimsel kimlikleri ile kullanmaları kontrol altına alınmalıdır. Psikologlar için 1928’den kalma çağın gerisinde kalmış ve ne psikologları ne de danışanlarını ve toplumu koruyan bu yasa yerine kontrolü getirecek ve çağın gerekliliklerini karşılayacak yasa bir an evvel çıkartılmalıdır. Öncelikli olarak maddelerden kaynaklanan hukuksuzluklar giderilmeli ve akabinde kontrollerle, halkı yanlış bilgilendirilmesi, bilimsel kimliklerini kullanarak alanı haricinde yanlış ayrıntıları halka sunan, alenen ve etik olmayan biçimde bu adımlarla ticarî gelir elde edilmesinin de önüne geçilmelidir.
Instagram
Facebook
Okumaya devam et...
Etik bedeller değerlidir zira kim olduğumuz hakkında bize epey şey söyler. Bir şeye nitekim inandığınızda ona göre ve ona uygun biçimde yaşarsınız. Nerede durduğunuzu gösteren kumdaki bir çizgi üzeredir. Bu da ahlaki pusulamıza rehberlik edecek standartlarımızı ve hudutlarımızı oluşturur.
Fransızca “ethique” sözcüğünden lisanımıza geçmiş olan etik sözcüğünün Türkçe karşılığı töre bilimidir ve sözlüğe göre ‘uğurunda savaşılmaya kıymet, yaşama neyin mana kazandırdığı’ üzere çeşitli bahisler üzerine çalışılan bilimdir. Bugün anlatacağım husus da etiğin bir öbür alanı olan meslek etiği üzerine.
Meslek etiği, meslek kısımlarının kendi alanlarında uyması gereken yahut kaçınması gereken mevzuları içerir.
Örneğin eğitimciler için öğrencilerine karşı sevgi hürmet, düzgün örnek olma, anlayışlı ve güzel görülü olma, adil ve eşit davranma üzere çeşitli hususlar varken mesleksel manada yeterlilik üzere mevzuata da giren çeşitli anlayışlar vardır.
Farklı meslek kümelerine nazaran değişkenlik göstermekle birlikte temelde mesleksel etik; toplum ve hizmet sunulan bireylere dürüst ve adil davranılması, mesleksel unsurlara bağlı kalınması üzere kavramları da içerir. Toplumların kültür, tarih, toplumsal, inanç, ekonomik vb. özellikleriyle teması da vardır. Etik ve ahlâkî kararlar, başka insanların hayatlarını da etkileyeceği için çok değerlidir.
Ülkemizde yapılan çalışmalarda en muteber meslekler içinde doktorluk, birinci beş meslek içinde yer alıyor. İnsanların itimat hissini kullanarak, alanda gereğince kontrol olmamasından da yararlanarak; televizyonlarda ve toplumsal medyada kimliklerini kullanarak uzmanlık alanları haricinde yanlış bilgiler veriliyor ve toplum yanlış yönlendiriliyor.
Sosyal medyayla birlikte bu durum daha berbat noktalara ulaştı. Haber sitelerinde reklam ile popülerliğini artıran ve bilimsel kimliği gerisine sığınarak alanı olmayan konularda toplumu yanlış yönlendiren ve daha berbatı bundan ticarî çıkar sağlayan birfazlaca insan mevcut. Ülkemizde ne yazık ki psikologların çabucak hemen mesleksel yasası yok. Psikologlar, fizyoterapistler, diyetisyenler üzere sıhhat çalışanlarının mesleksel kanunları mevcut değil.
Beyaz önlük, akademik ve bilimsel kimliklerine sığınarak, toplumu yanlış yönlendirenlerin yanında uzmanlık alanları haricinde açıklamalar ve uzmanlık alanları haricindeki mamüllerinin satışı için bir daha profesyonel kimliklerini kullanmaları üzere niçinler kamu sıhhatini tehdit etmektedir. Mesleksel yasasının olmaması niçiniyle hem bu mesleklere mensup beşerler mağduriyet yaşamakta tıpkı vakitte bu mesleklerden hizmet alan beşerler yanlış ve bilimsel olmayan uygulamalara maruz kalmaktadır.
Birkaç ay evvel Netflix’te yayınlanan terapimsi uygulamaların yer aldığı zeytin ağacı masalıyla aile dizimi bir anda tanınan olmuştu. Pekala, bu kadar mucizevi uygulamadan şu an niye bahsedilmiyor?
Sonuç olarak, psikoloji bir bilimdir ve teknikler senelera dayanan bilimsel metotlarla uygulanır. Tanınan kültür ve popülizmden ticarî tasa sağlayan, insanları yanlış yöneltenler, kontrolle engellenmeli ve bunun için meslek yasası ivedilikle çıkartılmalıdır. Toplumsal medya, televizyon vb. mecralarda, insanların bilimsel kimlikleri gerisine sığınarak; alanları haricinde tavsiyeler vermesi ve alanları haricinde yaptıkları ticarî adımları bir daha bilimsel kimlikleri ile kullanmaları kontrol altına alınmalıdır. Psikologlar için 1928’den kalma çağın gerisinde kalmış ve ne psikologları ne de danışanlarını ve toplumu koruyan bu yasa yerine kontrolü getirecek ve çağın gerekliliklerini karşılayacak yasa bir an evvel çıkartılmalıdır. Öncelikli olarak maddelerden kaynaklanan hukuksuzluklar giderilmeli ve akabinde kontrollerle, halkı yanlış bilgilendirilmesi, bilimsel kimliklerini kullanarak alanı haricinde yanlış ayrıntıları halka sunan, alenen ve etik olmayan biçimde bu adımlarla ticarî gelir elde edilmesinin de önüne geçilmelidir.
Okumaya devam et...