Sitemizin hiçbir kişi, kurum yada kuruluş ile bağlantısı bulunmamaktadır. Bağımsız olarak sosyal etkileşim kurabileceğiniz yurtdışı kültür etkinliklerini tartıştığımız forum sitesidir.

Türkiyede Sıtma Var Mı ?

Duru

New member
Türkiye’de Sıtma Var Mı?

Sıtma, sıtma paraziti taşıyan anofel cinsi sivrisineklerin ısırması sonucu bulaşan ve genellikle yüksek ateş, titreme, baş ağrısı gibi belirtilerle kendini gösteren bir hastalıktır. Türkiye'de sıtma vakaları, geçmişte daha yaygınken, son yıllarda önemli ölçüde azalmıştır. Ancak, sıtma, hala bazı bölgelerde rastlanabilen bir sağlık sorunu olarak varlığını sürdürmektedir. Peki, Türkiye'de sıtma hala var mı? Hangi bölgelerde risk daha yüksektir? Sıtma ile mücadele nasıl sürdürülmektedir? İşte bu soruların yanıtlarını içeren detaylı bir inceleme.

Sıtma, Türkiye'de Geçmişte Yaygın Mıydı?

Türkiye'de sıtma, 20. yüzyılın ilk yarısına kadar önemli bir sağlık sorunu teşkil etmiştir. Özellikle 1950’lerden önce, Türkiye’nin güneydoğusundaki köyler ve kırsal alanlar, sıtma açısından yüksek risk taşıyan bölgelerdi. O dönemde sıtma, halk sağlığı üzerinde büyük bir tehdit oluşturuyordu ve hastalık, her yıl yüzbinlerce insanı etkiliyordu. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasının ardından, sıtma ile mücadeleye yönelik çeşitli adımlar atılmaya başlandı.

1950'lerden itibaren Sağlık Bakanlığı'nın öncülüğünde, sıtma ile mücadele için yoğun ilaçlama kampanyaları başlatıldı. Bu ilaçlama çalışmalarının yanı sıra, sıtmayı taşıyan anofel sivrisineklerinin üremesini engellemek amacıyla sulak alanlar üzerinde kontrol faaliyetleri yürütüldü. Bu çabalar, sıtma vakalarının azalma eğilimine girmesini sağladı ve 1970’li yıllardan itibaren Türkiye’de sıtma vakaları önemli ölçüde azaldı.

Türkiye’de Sıtma Durumu Günümüzde Nedir?

Bugün Türkiye’de sıtma vakaları oldukça nadir hale gelmiştir. Ancak, sıtma tamamen ortadan kalkmamıştır ve özellikle bazı güneydoğu illerinde, risk hala mevcuttur. Son yıllarda, sıtma vakalarının büyük çoğunluğunun, yurt dışından gelen misafir işçiler veya turistler aracılığıyla Türkiye'ye girdiği rapor edilmiştir. Bu tür vakalar genellikle yerel halk arasında yayılmadan tedavi edilebilmektedir.

Sağlık Bakanlığı ve diğer sağlık otoriteleri, sıtma hastalığının yeniden yayılmasını engellemek amacıyla sıtma ile mücadeleye devam etmektedir. Bu mücadelede, ilaçlama, sivrisinek üreme alanlarının kontrolü, sağlık eğitimi ve erken tanı gibi yöntemler ön planda yer almaktadır.

Türkiye’de Hangi Bölgeler Sıtma Riski Taşır?

Türkiye'de sıtma vakalarının daha çok görüldüğü bölgeler, coğrafi ve iklimsel özellikler nedeniyle sıtmayı taşıyan sivrisineklerin üreyebileceği ortamlara sahip olan alanlardır. Özellikle Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu bölgelerindeki bazı iller, sıtma açısından daha fazla risk taşımaktadır. Bu iller arasında Adana, Mardin, Şanlıurfa, Gaziantep, Hatay ve Osmaniye gibi iller yer almaktadır. Bu bölgelerde, özellikle yaz aylarında sıtma taşıyan sivrisinekler aktif hale gelebilir. Ancak bu illerdeki sıtma vakalarının çoğunluğu, yurt dışından gelen kişilerle ilişkilidir.

Bunun dışında, sıtma hastalığıyla ilgili olarak İstanbul, Ankara gibi büyük şehirlerde herhangi bir yayılım görülmemektedir. Sağlık otoriteleri, sıtma ile mücadele çalışmalarını özellikle riskli bölgelerde yoğunlaştırmaktadır.

Sıtma Belirtileri Nelerdir?

Sıtma, genellikle anofel sivrisineklerinin ısırmasıyla vücuda giren *Plasmodium* parazitinin neden olduğu bir hastalıktır. Sıtma hastalığının belirtileri genellikle 7-30 gün arasında ortaya çıkar ve şu şekilde sıralanabilir:

1. Yüksek Ateş: Sıtmanın en belirgin belirtisi, ani başlangıçlı yüksek ateştir. Ateş, genellikle titremelerle birlikte görülür.

2. Titreme ve Terleme: Ateş yükselirken titreme hissi ortaya çıkabilir. Ardından terleme başlar ve hastanın vücut sıcaklığı normale döner.

3. Baş Ağrısı ve Kas Ağrıları: Sıtma hastalarında baş ağrısı, kas ağrıları ve halsizlik gibi genel rahatsızlıklar sıkça görülür.

4. Bulantı ve Kusma: Sıtma hastalığı, bulantı ve kusma gibi mide rahatsızlıklarına da yol açabilir.

Sıtma hastalığının erken dönemde teşhis edilmesi, tedavi sürecinin başarılı olmasını sağlayacaktır. Tedavi edilmediği takdirde, sıtma ciddi komplikasyonlara yol açabilir.

Sıtma İle Mücadele Nasıl Yapılmaktadır?

Türkiye’de sıtma ile mücadele, Sağlık Bakanlığı ve diğer ilgili kurumlar tarafından koordine edilmektedir. 2000'li yıllardan itibaren Türkiye’de sıtma hastalığının yayılmasını engellemek amacıyla çeşitli önlemler alınmıştır. Bu önlemler arasında en önemlilerinden biri, sıtma taşıyan sivrisineklerin üremesini engellemektir. Bunun için sulak alanlarda ilaçlama yapılmakta ve sivrisineklerin üreme ortamları yok edilmektedir.

Ayrıca, sıtma hastalığının tedavisinde kullanılan ilaçlar da büyük bir öneme sahiptir. Türkiye’de sıtma vakaları, genellikle doğru ilaçlarla tedavi edilmektedir. Sıtma hastalığının erken tanısı, tedaviye hızla başlanması, hastalığın yayılmasını engellemektedir.

Bir diğer önemli mücadele yöntemi ise halk sağlığı eğitimi ve farkındalık çalışmalarının yapılmasıdır. İnsanlar, sıtmanın belirtileri ve korunma yöntemleri hakkında bilgilendirilmektedir. Özellikle sıtma riski taşıyan bölgelerde, sivrisineklerden korunmak için sivrisinek kovucu ilaçların ve örtülerin kullanılması teşvik edilmektedir.

Sıtma Hastalığı Türkiye’de Tamamen Ortadan Kalktı Mı?

Türkiye, sıtma hastalığının yayılmasını büyük ölçüde kontrol altına almış olsa da, sıtma tamamen ortadan kalkmış değildir. Sıtma, Türkiye’de nadir vakalarla karşımıza çıkmakta ve genellikle yurt dışından gelen kişilerle ilişkilendirilmektedir. Ancak, yerel halk arasında sıtma vakalarının görülme oranı oldukça düşüktür. Bununla birlikte, sıtma ile mücadele çalışmalarının sürekli olarak sürdürülmesi, hastalığın yeniden yayılmasını engellemek adına büyük önem taşımaktadır.

Sonuç olarak, Türkiye'de sıtma vakaları azalmış olsa da, bu hastalık tamamen yok olmamıştır. Riskli bölgelerde, sıtma ile mücadele etkin bir şekilde sürdürülmektedir ve sıtma taşıyan sivrisineklerin üremesini engellemek için çeşitli önlemler alınmaktadır. Bu kapsamda halk sağlığı eğitimi ve sağlık taramaları gibi uygulamalar, hastalığın yayılmasını engellemeye yönelik önemli adımlar olarak karşımıza çıkmaktadır.
 
Üst