Yeni bir araştırmaya nazaran horlamanın yol açtığı uyku apnesine sahip bireylerde kanser hastalığına yakalanma riski daha yüksek olabilir. Uyku apnesi ile kanser hastalığı içindeki ilişkiyi ortaya çıkarmak için bir araştırma yapıldı. Detaylar içeriğimizde…
Kaynak: https://nypost.com/2022/09/05/people-…
Obstrüktif uyku apnesi, yüksek sesle horlama, nefes nefese kalma ve gündüz uyku hali olarak kendini gösterir.
Semptomlar, insanların uyurken hava yollarının tıkanmasından kaynaklanır ve bu da insanların gece boyunca nefes almasının durmasına yol açar.
Aşırı kilolu, diyabetli, sigara içen ve çok ölçüde alkol tüketen bireyler en çok risk altında olan küme.
Amerika Birleşik Devletleri’nde yaklaşık 30 milyon insanın uyku apnesi var, fakat Amerikan Tabipler Birliği’ne bakılırsa yalnızca 6 milyon şahsa teşhis kondu.
İsveç Uppsala Üniversitesi’nde araştırmacı ve danışman olan Dr. Andreas Palm, obstrüktif uyku apnesi hastası olan şahıslarda kanser riskinin daha fazla olduğunu söylemiş oldu.
Ancak bunun yalnızca uyku apnesinden mi kaynaklandığı yoksa obezite, kardiyometabolik hastalık ve ömür biçimi üzere faktörlerin de etkisinin olup olmadığı tam olarak bilinmiyor.
Net olan bulgular, uyku apnesine bağlı oksijen yoksunluğunun kanserle alakalı olduğunu gösteriyor. Lakin kansere sebep olup olmadığı yapılan araştırma neticeleriyla muhakkak oldu.
Çalışmada hastalar iki kümeye ayrıldı. Bir kümede uyku apnesi hastalığı yaşayan şahıslar, başka kümede ise uyku apnesi teşhisi konmamış, kanser hastaları vardı.
Araştırmacılar, hastaların uyurken yaşadıkları teneffüs bozukluklarının sayısını ölçtü.
Araştırmacılar kilo uzunluk oranı, başka sıhhat sıkıntıları ve sosyoekonomik durum üzere faktörleri de dikkate aldı.
Sonuçlara nazaran, kanserli hastaların uykularında daha fazla kesinti yaşadığı ve daha şiddetli uyku apnesine sahip oldukları ortaya çıktı.
Çalışma kararına göre uyku apnesinin kansere niye olmadığı, sadece onunla bağlantılı olduğu bulundu.
Araştırma grubu, artan sayıda hasta ile daha fazla araştırma yapmayı ve vakit ortasında takip etmeyi planlıyor.
Okumaya devam et...
Kaynak: https://nypost.com/2022/09/05/people-…
Obstrüktif uyku apnesi, yüksek sesle horlama, nefes nefese kalma ve gündüz uyku hali olarak kendini gösterir.
Semptomlar, insanların uyurken hava yollarının tıkanmasından kaynaklanır ve bu da insanların gece boyunca nefes almasının durmasına yol açar.
Aşırı kilolu, diyabetli, sigara içen ve çok ölçüde alkol tüketen bireyler en çok risk altında olan küme.
Amerika Birleşik Devletleri’nde yaklaşık 30 milyon insanın uyku apnesi var, fakat Amerikan Tabipler Birliği’ne bakılırsa yalnızca 6 milyon şahsa teşhis kondu.
İsveç Uppsala Üniversitesi’nde araştırmacı ve danışman olan Dr. Andreas Palm, obstrüktif uyku apnesi hastası olan şahıslarda kanser riskinin daha fazla olduğunu söylemiş oldu.
Ancak bunun yalnızca uyku apnesinden mi kaynaklandığı yoksa obezite, kardiyometabolik hastalık ve ömür biçimi üzere faktörlerin de etkisinin olup olmadığı tam olarak bilinmiyor.
Net olan bulgular, uyku apnesine bağlı oksijen yoksunluğunun kanserle alakalı olduğunu gösteriyor. Lakin kansere sebep olup olmadığı yapılan araştırma neticeleriyla muhakkak oldu.
Çalışmada hastalar iki kümeye ayrıldı. Bir kümede uyku apnesi hastalığı yaşayan şahıslar, başka kümede ise uyku apnesi teşhisi konmamış, kanser hastaları vardı.
Araştırmacılar, hastaların uyurken yaşadıkları teneffüs bozukluklarının sayısını ölçtü.
Araştırmacılar kilo uzunluk oranı, başka sıhhat sıkıntıları ve sosyoekonomik durum üzere faktörleri de dikkate aldı.
Sonuçlara nazaran, kanserli hastaların uykularında daha fazla kesinti yaşadığı ve daha şiddetli uyku apnesine sahip oldukları ortaya çıktı.
Çalışma kararına göre uyku apnesinin kansere niye olmadığı, sadece onunla bağlantılı olduğu bulundu.
Araştırma grubu, artan sayıda hasta ile daha fazla araştırma yapmayı ve vakit ortasında takip etmeyi planlıyor.
Okumaya devam et...