14 Mart Tıp Bayramı ile ilgili bir açıklama yayınlayan Birlik Sıhhat Sen Genel Lideri Ahmet Doğruyol, bayramın gülmek, eğlenmek ve sevinmek içerdiğini belirterek, “Ne yazık ki Tıp Bayramı için tıpkı şeyleri söylemek mümkün değil” dedi.
14 Mart Tıp Bayramı ile ilgili bir açıklama yayınlayan Birlik Sıhhat Sen Genel Lideri Ahmet Doğruyol, bayramın gülmek, eğlenmek ve sevinmek içerdiğini belirterek, “Ne yazık ki Tıp Bayramı için tıpkı şeyleri söylemek mümkün değil. Son senelerda olduğu üzere, 2022 yılının Tıp Bayramını da tabiplerimiz ve sıhhat çalışanlarımız problemler yumağı içerisinde giriyor” dedi.
BAYRAM DEMEK, BİRLİK birlikteLİK DEMEK
Bayramın mana itibariyle gülmek, eğlenmek, sevinmek, küslüklerin, kırgınlıkların ortadan kalktığı, birlik birliktelik manasına geldiğini belirten Doğruyol şöyleki konuştu:
“Her yıl kutladığımız 14 Mart Tıp Bayramı, maalesef bayram olmaktan çıktı. Son senelerda 14 Mart, sanki hükümet yetkililerinden doktorlarımıza ve sıhhat çalışanlarımıza müjdeli bir haber gelir mi diye beklentilerin oluştuğu bir tarih haline geldi.
İnsana, insan sıhhatine hizmet eden hekimlik, dünyanın en eski ve en kutsal mesleğidir. Bizim Türk tabiplerimiz de, ülkemizin en pahalı beyinlerindendir. Hekimlerimiz, Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘Beni Türk Tabiplerine Emanet Ediniz’ övgüsüne mazhar olmuşlardır.
Türk Tabipleri 100 yıldan fazla müddettir her türlü olumsuz şartta bile rüştünü ispat etmiş, en son salgın periyodu de dahil, her vakit insanüstü fedakarlıklarla hudut tanımadan çalışmış, tıbbın her alanında, tüm dünyanın hürmetini kazanmışlardır.”
GENÇ DOKTORLARIMIZIN GELECEĞE DÖNÜK TASALARI GİDERİLMELİ
Bilhassa genç tabiplerin geleceğe dönük kaygılarının azaltacak önlemlerin alınması, itibarsızlaştırılan hekimlik mesleğinin hak ettiği prestijinin iadesine gerek olduğunu da söyleyen Doğruyol,
“Meslek onurunun gerektirdiği şartların sağlanmasına, sıhhatte şiddete karşı gerekli tedbirlerin alınmasına, hekimlik mesleğinin hemen hak ettiği bedele kavuşturulmasına muhtaçlık vardır. Bizim tabiplerimiz; geçmişten bu güne vatanları ve milletleri için her vakit kanlarını ve canlarını feda etmişlerdir.
1915’te tamamı şehit olduğu için 1921 yılında mezun veremeyen Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane’nin kahraman birinci sınıf öğrencilerini, Çanakkale Savaşlarında son kalan ağrı kesici morfini kendi ağır yaralı oğluna değil, yaşama ihtimali olan başka askerlere yaptıran Dr. Nusret’i unutmak mümkün mü?
14 Mart 1919’da İstanbul işgal altındayken fakülte binasına Türk Bayrağı asarak dalgalandıran, işgal güçlerine direnen, hürriyet ve diriliş ateşini yakan Tıp Fakültesi öğrencilerini, tıp eğitimini yarıda bırakarak Kurtuluş Savaşı’na katılan, daha sonrasında da Sivas Kongresi’nde tıbbiyelileri temsilen bulunarak bu kongrede Mustafa Kemal Atatürk’e dönüp ‘Türk Milletinin öbür bir ülkenin mandasına girmesinin katiyen kabul edilemeyeceğini’ söyleyen, işgale karşı başkaldıran tıp öğrencilerinin sembolü Dr. Hikmet Boran’ı, unutmak mümkün müdür?” dedi.
YURT DIŞINA GİDEN TABİPLER YÜREĞİMİZİ SIZLATIYOR
Bu gün gelinen noktada yurt dışına çalışmak için giden binlerce doktoru gördükçe yüreklerinin sızladığını söyleyen Doğruyol,
“Değil binlerce doktorumuz, bir tabibimizin bile yurt dışına gitmesini istemiyoruz. Pırıl pırıl genç doktorlarımızı yurt dışına gitmeye sürükleyen sebeplerin tahlilleri bir an evvel uygulamaya konulmalıdır.
Devletini ve milletini seven vatandaşlarımızın bir adedinin bile, ülkemizin en zeki beyinlerinin yurt dışına gidişini hazmetmesi mümkün değildir.
Yaklaşık iki yıldır devam eden salgında aileleri ve kendilerinin hayatını hiçe sayarak misyon yaparken şehit olan onlarca isimsiz kahraman tabip ve sıhhat çalışanı arkadaşlarımızı, güç şartlarda mesleklerini icra ederken nazaranvleri başında şehit edilen doktorlarımızı ve sıhhat çalışanlarımızı rahmetle minnetle hürmetle anıyoruz.
Önümüzdeki süreçte tıp bayramlarının bayram havasında kutlanması dileğiyle, tüm doktorlarımızın ve sıhhat çalışanlarımızın tıp bayramını kutlarız” diye konuştu.
Okumaya devam et...
14 Mart Tıp Bayramı ile ilgili bir açıklama yayınlayan Birlik Sıhhat Sen Genel Lideri Ahmet Doğruyol, bayramın gülmek, eğlenmek ve sevinmek içerdiğini belirterek, “Ne yazık ki Tıp Bayramı için tıpkı şeyleri söylemek mümkün değil. Son senelerda olduğu üzere, 2022 yılının Tıp Bayramını da tabiplerimiz ve sıhhat çalışanlarımız problemler yumağı içerisinde giriyor” dedi.
BAYRAM DEMEK, BİRLİK birlikteLİK DEMEK
Bayramın mana itibariyle gülmek, eğlenmek, sevinmek, küslüklerin, kırgınlıkların ortadan kalktığı, birlik birliktelik manasına geldiğini belirten Doğruyol şöyleki konuştu:
“Her yıl kutladığımız 14 Mart Tıp Bayramı, maalesef bayram olmaktan çıktı. Son senelerda 14 Mart, sanki hükümet yetkililerinden doktorlarımıza ve sıhhat çalışanlarımıza müjdeli bir haber gelir mi diye beklentilerin oluştuğu bir tarih haline geldi.
İnsana, insan sıhhatine hizmet eden hekimlik, dünyanın en eski ve en kutsal mesleğidir. Bizim Türk tabiplerimiz de, ülkemizin en pahalı beyinlerindendir. Hekimlerimiz, Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘Beni Türk Tabiplerine Emanet Ediniz’ övgüsüne mazhar olmuşlardır.
Türk Tabipleri 100 yıldan fazla müddettir her türlü olumsuz şartta bile rüştünü ispat etmiş, en son salgın periyodu de dahil, her vakit insanüstü fedakarlıklarla hudut tanımadan çalışmış, tıbbın her alanında, tüm dünyanın hürmetini kazanmışlardır.”
GENÇ DOKTORLARIMIZIN GELECEĞE DÖNÜK TASALARI GİDERİLMELİ
Bilhassa genç tabiplerin geleceğe dönük kaygılarının azaltacak önlemlerin alınması, itibarsızlaştırılan hekimlik mesleğinin hak ettiği prestijinin iadesine gerek olduğunu da söyleyen Doğruyol,
“Meslek onurunun gerektirdiği şartların sağlanmasına, sıhhatte şiddete karşı gerekli tedbirlerin alınmasına, hekimlik mesleğinin hemen hak ettiği bedele kavuşturulmasına muhtaçlık vardır. Bizim tabiplerimiz; geçmişten bu güne vatanları ve milletleri için her vakit kanlarını ve canlarını feda etmişlerdir.
1915’te tamamı şehit olduğu için 1921 yılında mezun veremeyen Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane’nin kahraman birinci sınıf öğrencilerini, Çanakkale Savaşlarında son kalan ağrı kesici morfini kendi ağır yaralı oğluna değil, yaşama ihtimali olan başka askerlere yaptıran Dr. Nusret’i unutmak mümkün mü?
14 Mart 1919’da İstanbul işgal altındayken fakülte binasına Türk Bayrağı asarak dalgalandıran, işgal güçlerine direnen, hürriyet ve diriliş ateşini yakan Tıp Fakültesi öğrencilerini, tıp eğitimini yarıda bırakarak Kurtuluş Savaşı’na katılan, daha sonrasında da Sivas Kongresi’nde tıbbiyelileri temsilen bulunarak bu kongrede Mustafa Kemal Atatürk’e dönüp ‘Türk Milletinin öbür bir ülkenin mandasına girmesinin katiyen kabul edilemeyeceğini’ söyleyen, işgale karşı başkaldıran tıp öğrencilerinin sembolü Dr. Hikmet Boran’ı, unutmak mümkün müdür?” dedi.
YURT DIŞINA GİDEN TABİPLER YÜREĞİMİZİ SIZLATIYOR
Bu gün gelinen noktada yurt dışına çalışmak için giden binlerce doktoru gördükçe yüreklerinin sızladığını söyleyen Doğruyol,
“Değil binlerce doktorumuz, bir tabibimizin bile yurt dışına gitmesini istemiyoruz. Pırıl pırıl genç doktorlarımızı yurt dışına gitmeye sürükleyen sebeplerin tahlilleri bir an evvel uygulamaya konulmalıdır.
Devletini ve milletini seven vatandaşlarımızın bir adedinin bile, ülkemizin en zeki beyinlerinin yurt dışına gidişini hazmetmesi mümkün değildir.
Yaklaşık iki yıldır devam eden salgında aileleri ve kendilerinin hayatını hiçe sayarak misyon yaparken şehit olan onlarca isimsiz kahraman tabip ve sıhhat çalışanı arkadaşlarımızı, güç şartlarda mesleklerini icra ederken nazaranvleri başında şehit edilen doktorlarımızı ve sıhhat çalışanlarımızı rahmetle minnetle hürmetle anıyoruz.
Önümüzdeki süreçte tıp bayramlarının bayram havasında kutlanması dileğiyle, tüm doktorlarımızın ve sıhhat çalışanlarımızın tıp bayramını kutlarız” diye konuştu.
Okumaya devam et...