Bir araştırmaya bakılırsa, bir hastanın sırtından alınan sürüntüler, Parkinson teşhisini sırf üç dakikada sağlayabilir.
Manchester Üniversitesi’nden araştırmacılar, Parkinson hastalığına sahip bireylerde muhakkak kimyasal bileşiklerin epey daha yüksek düzeylerde bulunduğunu belirlediler. Araştırma grubu, bu belirtileri tanımlayabilen süratli bir test geliştirdiler.
Araştırmanın klinik önderi Profesör Monty Silverdale, “Bu test, Parkinson hastalığı olan bireylerin teşhisini ve tedavisini büyük ölçüde düzgünleştirme potansiyeline sahip” dedi.
Birleşik Krallık’ta yaklaşık 145 bin kişi Parkinson ile yaşıyor ve her saat başı iki yeni teşhis temalıyor. Şu anda mevcut bir test olmadığından, semptomlar, tıbbi geçmiş ve fizik muayene yoluyla teşhis edilebiliyor.
Geliştirilen yeni test, Parkinson hastası 79 kişilik bir örnek küme üzerinde kullanıldı ve bunları 71 kişilik sağlıklı bir kümeyle karşılaştırdılar. Deri altındaki yağ bezlerinden yağlı bir salgı olan sebum örnekleri alındı ve bilim insanları tarafınca test edildi.
VÜCUT KOKUSU DEĞİŞİYOR
Araştırma, kocası Parkinson’dan ölen İskoç bir bayan olan Joy Milne tarafınca yapılan bir müşahededen ortaya çıktı. Klinik semptomlar ortaya çıkmadan evvel farklı bir beden kokusu olduğunu belirtti.
Ekip artık bulgularını kliniklerde kullanılabilecek bir teste dönüştürmek için çalışacak.
Parkinson’s UK’de araştırma lideri olan Beckie Port şunları söylemiş oldu: “Sadece birkaç dakika süren ve invaziv testlere yahut numunelere gereksinim duymayan durumu teşhis etmenin bir yolu olabileceği ihtimali hayli heyecan verici. Testler ayrıyeten Parkinson’un ilerlemesini izlememize de müsaade verebilir, bu da devam eden araştırmaları bir tedavi için desteklemek manasına geliyor.”
Port, kelamlarına şöyle devam etti: “Şu ana kadar laboratuvarda, Parkinson hastası olduğu bilinen bireylerden alınan sebum numuneleri ile olmayanlardan alınan sebum örneklerinin karşılaştırılmasıyla çalışma yürütüldü.
Bir daha sonraki adım, Parkinson hastalarını potansiyel olarak nasıl teşhis edebileceğini, hangi kademede olduğunu ve doğruluğunu test etmek için klinik bir ortamda kullanılmak üzere geliştirilecek.”
Okumaya devam et...
Manchester Üniversitesi’nden araştırmacılar, Parkinson hastalığına sahip bireylerde muhakkak kimyasal bileşiklerin epey daha yüksek düzeylerde bulunduğunu belirlediler. Araştırma grubu, bu belirtileri tanımlayabilen süratli bir test geliştirdiler.
Araştırmanın klinik önderi Profesör Monty Silverdale, “Bu test, Parkinson hastalığı olan bireylerin teşhisini ve tedavisini büyük ölçüde düzgünleştirme potansiyeline sahip” dedi.
Birleşik Krallık’ta yaklaşık 145 bin kişi Parkinson ile yaşıyor ve her saat başı iki yeni teşhis temalıyor. Şu anda mevcut bir test olmadığından, semptomlar, tıbbi geçmiş ve fizik muayene yoluyla teşhis edilebiliyor.
Geliştirilen yeni test, Parkinson hastası 79 kişilik bir örnek küme üzerinde kullanıldı ve bunları 71 kişilik sağlıklı bir kümeyle karşılaştırdılar. Deri altındaki yağ bezlerinden yağlı bir salgı olan sebum örnekleri alındı ve bilim insanları tarafınca test edildi.
VÜCUT KOKUSU DEĞİŞİYOR
Araştırma, kocası Parkinson’dan ölen İskoç bir bayan olan Joy Milne tarafınca yapılan bir müşahededen ortaya çıktı. Klinik semptomlar ortaya çıkmadan evvel farklı bir beden kokusu olduğunu belirtti.
Ekip artık bulgularını kliniklerde kullanılabilecek bir teste dönüştürmek için çalışacak.
Parkinson’s UK’de araştırma lideri olan Beckie Port şunları söylemiş oldu: “Sadece birkaç dakika süren ve invaziv testlere yahut numunelere gereksinim duymayan durumu teşhis etmenin bir yolu olabileceği ihtimali hayli heyecan verici. Testler ayrıyeten Parkinson’un ilerlemesini izlememize de müsaade verebilir, bu da devam eden araştırmaları bir tedavi için desteklemek manasına geliyor.”
Port, kelamlarına şöyle devam etti: “Şu ana kadar laboratuvarda, Parkinson hastası olduğu bilinen bireylerden alınan sebum numuneleri ile olmayanlardan alınan sebum örneklerinin karşılaştırılmasıyla çalışma yürütüldü.
Bir daha sonraki adım, Parkinson hastalarını potansiyel olarak nasıl teşhis edebileceğini, hangi kademede olduğunu ve doğruluğunu test etmek için klinik bir ortamda kullanılmak üzere geliştirilecek.”
Okumaya devam et...