Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Endokrinoloji ve Metabolizma Bilim Kısmı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Okan Bülent Yıldız, Covid-19 salgınının hareket ve beslenme alışkanlıklarını olumsuz etkilediğini belirterek, “Önümüzdeki 1-2 yıl ortasında obezitenin epeyce daha yüksek sayılara ulaşabileceğini öngörüyoruz.” dedi.
Yıldız yaptığı açıklamada, dünyanın uzun yıllardır “obezite salgını” ile de çaba ettiğine dikkati çekti.
Obezitenin kronik, yinelayıcı ve ilerleyici bir hastalık olduğunu vurgulayan Yıldız, obezitesi olanların Covid-19’a daha sık yakalandığını, daha ağır enfeksiyon geçirdiğini, hastaneye yatış riski, ağır bakım yahut teneffüs aygıtı gereksiniminin yaklaşık 2 kat arttığını, hastanede yatış müddetinin de yüzde 80’lere varan oranda uzadığını anlattı.
Yıldız, başka yandan Covid-19 salgınının da beslenme alışkanlıklarının, uyku sisteminin bozulması, hareketsizlik ve gerilimin artması üzere etkenler niçiniyle obezite açısından risk oluşturduğunu vurguladı.
30 MİLYONU AŞKIN KİŞİNİN ADIMSAYAR BİLGİLERİ İNCELENDİ
Prof. Dr. Yıldız, “Yakın vakitte Avrupa’da adım sayarlar aracılığıyla toplanan 30 milyondan fazla kişinin datalarında hareketin yüzde 48’lere varan oranda azaldığını gözlemledik. Beslenme alışkanlığının da bozulmasıyla birlikte son 2 yıl ortasında tüm dünyada kilo alımı riski arttı.” diye konuştu.
Salgın sebebiyle obezitesi, kronik hastalığı bulunan bireylerin sıhhat hizmetine erişiminde de aksamalar olduğunu anımsatan Yıldız, “ötürüsıyla önümüzdeki 1-2 yıl ortasında obezitenin hayli daha yüksek sayılara ulaşabileceğini öngörüyoruz. Bugün için dünyada fazla kilolu ve obezitesi olan 2 milyar insan var. 2 milyarın 800 milyonunu obezitesi olanlar oluşturuyor.” bilgisini paylaştı.
“TÜRKİYE’DE HER 3 ŞAHISTAN 1’İ OBEZİTEYLE ÇABA EDİYOR”
Prof. Dr. Yıldız, “Türkiye de maalesef obezitenin epey ağır olduğu ülkelerden biri pozisyonunda. Erişkin nüfusta her 3 bireyden sadece birinin beden yükü olağan aralıkta. Buna karşılık 3 bireyden birinin fazla kilolu, 3 bireyden birinin de obeziteyle uğraş ettiğini biliyoruz.” bilgisini verdi.
Obezitenin şahıslarda akciğer işlevlerinde, bağışıklık sisteminde bozulma, pıhtılaşma sorunlarına niye olduğuna dikkati çeken Yıldız, obezitesi olan şahısların bu niçinlerle Kovid-19’u ağır geçirdiğini belirtti.
“COVİD-19 ATLATANLARIN YÜZDE 44’ÜNDE tekrar HASTANEYE YATIŞ MUHTAÇLIĞI GELİŞTİ”
Dünyadaki büyük araştırma sonuçlarının değerlendirildiği meta-analiz çalışmasını geçen yıl yaptıklarını anımsatan Yıldız, Xovid-19 niçiniyle hastaneye yatanların ortalama yüzde 33-35’inin obezitesi olduğunu tabir etti.
Kovid-19’un uzun periyotlu tesirlerinde de obezitenin önemli risk faktörü olduğunu vurgulayan Yıldız, şunları kaydetti:
“Çok yakın vakitte ABD’nin Teksas eyaletinde Kovid-19 geçirmiş 2 bin 800’ün üzerinde kişinin 10 ay takip edildiği bir çalışma yapıldı. Kovid-19 niçiniyle hastaneye yatırılan fakat ağır bakım gereksinimi bulunmayan bu bireylerin yüzde 44’ünde hastaneye yatış gereksinimi yine gelişti. Yüzde 44 içerisinde de orta şiddetli obezitesi olanlar için yüzde 35, ağır obezitesi olanlar için de yüzde 40’ın üzerinde risk artışı olduğu saptandı.
Ayrıyeten hastaneye yatış gereksinimi olmasa bile kalp, akciğer, böbrek üzere organlardaki yakınmalarla tekrar hastaneye başvurma oranı da obezitesi olanlarda yüzde 30 daha yüksek bulundu.”
BAYANLARDA 80 SANTİMETRENİN ÜZERİNDEKİ BEL ETRAFI OBEZİTEYİ TANIMLIYOR
Prof. Dr. Okan Bülent Yıldız, obezitenin fazlaca taraflı önlem alınması gereken bir sıhhat sorunu olduğuna işaret ederek, “Obeziteyi bedenimizin olağandışı etrafa olağan karşılığı olarak tanımlıyorum. Obezite hiç bir vakit bir irade sorunu değil. Kişinin tek başına az yemek yiyeyim, epey hareket edeyim diyerek çözebileceği bir sorun da değil.” dedi.
Beden kitle indeksi 18,5-25 içinde olanların olağan, 25-30 içindekilerin fazla kilolu ve 30’un üstündekilerin de obezite kategorisine girdiğini anımsatan Yıldız, “Evde elinize bir mezura alarak göbek deliğiniz etrafından belinizi ölçtüğünüzde bayanlarda 80 santimetrenin, erkeklerde ise 90 santimetrenin üzeri obeziteyi tanımlıyor.” bilgisini verdi.
“OBESİTE RİSKİ 3 YAŞINA KADAR AÇIĞA ÇIKIYOR”
herkesin obezite açısından farklı riskler taşıdığını vurgulayan Yıldız, şu biçimde konuştu:
“Anne karnından itibaren genetik yapı, kişinin erişkin çağda obeziteye ne kadar maruz kalabileceğini belirliyor. 3 yaşına kadar obeziteyle ilgili risk açığa çıkıyor. Sezaryen doğum formu obezite açısından olumsuz bir faktör. Kâfi anne sütü alamamak, erken çocukluk çağında fazla antibiyotik kullanması üzere etkenler, erişkin çağda yağın bedende bilhassa iç organlar etrafında depolanma riskini artırıyor. ötürüsıyla obezite için anne karnından başlayarak alınması gereken önlemler var.”
Okumaya devam et...
Yıldız yaptığı açıklamada, dünyanın uzun yıllardır “obezite salgını” ile de çaba ettiğine dikkati çekti.
Obezitenin kronik, yinelayıcı ve ilerleyici bir hastalık olduğunu vurgulayan Yıldız, obezitesi olanların Covid-19’a daha sık yakalandığını, daha ağır enfeksiyon geçirdiğini, hastaneye yatış riski, ağır bakım yahut teneffüs aygıtı gereksiniminin yaklaşık 2 kat arttığını, hastanede yatış müddetinin de yüzde 80’lere varan oranda uzadığını anlattı.
Yıldız, başka yandan Covid-19 salgınının da beslenme alışkanlıklarının, uyku sisteminin bozulması, hareketsizlik ve gerilimin artması üzere etkenler niçiniyle obezite açısından risk oluşturduğunu vurguladı.
30 MİLYONU AŞKIN KİŞİNİN ADIMSAYAR BİLGİLERİ İNCELENDİ
Prof. Dr. Yıldız, “Yakın vakitte Avrupa’da adım sayarlar aracılığıyla toplanan 30 milyondan fazla kişinin datalarında hareketin yüzde 48’lere varan oranda azaldığını gözlemledik. Beslenme alışkanlığının da bozulmasıyla birlikte son 2 yıl ortasında tüm dünyada kilo alımı riski arttı.” diye konuştu.
Salgın sebebiyle obezitesi, kronik hastalığı bulunan bireylerin sıhhat hizmetine erişiminde de aksamalar olduğunu anımsatan Yıldız, “ötürüsıyla önümüzdeki 1-2 yıl ortasında obezitenin hayli daha yüksek sayılara ulaşabileceğini öngörüyoruz. Bugün için dünyada fazla kilolu ve obezitesi olan 2 milyar insan var. 2 milyarın 800 milyonunu obezitesi olanlar oluşturuyor.” bilgisini paylaştı.
“TÜRKİYE’DE HER 3 ŞAHISTAN 1’İ OBEZİTEYLE ÇABA EDİYOR”
Prof. Dr. Yıldız, “Türkiye de maalesef obezitenin epey ağır olduğu ülkelerden biri pozisyonunda. Erişkin nüfusta her 3 bireyden sadece birinin beden yükü olağan aralıkta. Buna karşılık 3 bireyden birinin fazla kilolu, 3 bireyden birinin de obeziteyle uğraş ettiğini biliyoruz.” bilgisini verdi.
Obezitenin şahıslarda akciğer işlevlerinde, bağışıklık sisteminde bozulma, pıhtılaşma sorunlarına niye olduğuna dikkati çeken Yıldız, obezitesi olan şahısların bu niçinlerle Kovid-19’u ağır geçirdiğini belirtti.
“COVİD-19 ATLATANLARIN YÜZDE 44’ÜNDE tekrar HASTANEYE YATIŞ MUHTAÇLIĞI GELİŞTİ”
Dünyadaki büyük araştırma sonuçlarının değerlendirildiği meta-analiz çalışmasını geçen yıl yaptıklarını anımsatan Yıldız, Xovid-19 niçiniyle hastaneye yatanların ortalama yüzde 33-35’inin obezitesi olduğunu tabir etti.
Kovid-19’un uzun periyotlu tesirlerinde de obezitenin önemli risk faktörü olduğunu vurgulayan Yıldız, şunları kaydetti:
“Çok yakın vakitte ABD’nin Teksas eyaletinde Kovid-19 geçirmiş 2 bin 800’ün üzerinde kişinin 10 ay takip edildiği bir çalışma yapıldı. Kovid-19 niçiniyle hastaneye yatırılan fakat ağır bakım gereksinimi bulunmayan bu bireylerin yüzde 44’ünde hastaneye yatış gereksinimi yine gelişti. Yüzde 44 içerisinde de orta şiddetli obezitesi olanlar için yüzde 35, ağır obezitesi olanlar için de yüzde 40’ın üzerinde risk artışı olduğu saptandı.
Ayrıyeten hastaneye yatış gereksinimi olmasa bile kalp, akciğer, böbrek üzere organlardaki yakınmalarla tekrar hastaneye başvurma oranı da obezitesi olanlarda yüzde 30 daha yüksek bulundu.”
BAYANLARDA 80 SANTİMETRENİN ÜZERİNDEKİ BEL ETRAFI OBEZİTEYİ TANIMLIYOR
Prof. Dr. Okan Bülent Yıldız, obezitenin fazlaca taraflı önlem alınması gereken bir sıhhat sorunu olduğuna işaret ederek, “Obeziteyi bedenimizin olağandışı etrafa olağan karşılığı olarak tanımlıyorum. Obezite hiç bir vakit bir irade sorunu değil. Kişinin tek başına az yemek yiyeyim, epey hareket edeyim diyerek çözebileceği bir sorun da değil.” dedi.
Beden kitle indeksi 18,5-25 içinde olanların olağan, 25-30 içindekilerin fazla kilolu ve 30’un üstündekilerin de obezite kategorisine girdiğini anımsatan Yıldız, “Evde elinize bir mezura alarak göbek deliğiniz etrafından belinizi ölçtüğünüzde bayanlarda 80 santimetrenin, erkeklerde ise 90 santimetrenin üzeri obeziteyi tanımlıyor.” bilgisini verdi.
“OBESİTE RİSKİ 3 YAŞINA KADAR AÇIĞA ÇIKIYOR”
herkesin obezite açısından farklı riskler taşıdığını vurgulayan Yıldız, şu biçimde konuştu:
“Anne karnından itibaren genetik yapı, kişinin erişkin çağda obeziteye ne kadar maruz kalabileceğini belirliyor. 3 yaşına kadar obeziteyle ilgili risk açığa çıkıyor. Sezaryen doğum formu obezite açısından olumsuz bir faktör. Kâfi anne sütü alamamak, erken çocukluk çağında fazla antibiyotik kullanması üzere etkenler, erişkin çağda yağın bedende bilhassa iç organlar etrafında depolanma riskini artırıyor. ötürüsıyla obezite için anne karnından başlayarak alınması gereken önlemler var.”
Okumaya devam et...