Sitemizin hiçbir kişi, kurum yada kuruluş ile bağlantısı bulunmamaktadır. Bağımsız olarak sosyal etkileşim kurabileceğiniz yurtdışı kültür etkinliklerini tartıştığımız forum sitesidir.

Domatesin erkek mi dişi mi olduğu nasıl anlaşılır ?

Sinan

New member
Domatesin Erkek mi Dişi mi Olduğunu Anlamak: Bir Hikâye ile Yolculuk

Sevgili forumdaşlar,

Bugün sizlerle çok sık duyduğumuz ama çoğu zaman yanlış anladığımız bir meseleyi, biraz da hikâye tadında paylaşmak istiyorum: “Domatesin erkek mi dişi mi olduğu nasıl anlaşılır?” Çoğumuz bu soruya kulaktan dolma bilgilerle cevap veririz. Kimisi der ki, “Dişi domatesin altındaki çizgiler fazladır, çekirdeği boldur.” Kimisi ise “Erkek domates daha yuvarlaktır, daha az çekirdeklidir.” Peki işin aslı böyle midir? Gelin, bu meseleyi hem bilimsel verilerle hem de insan hikâyeleriyle birlikte ele alalım.

Bir Yaz Köyünde Başlayan Sohbet

Bir yaz günü, köyde küçük bir bahçenin kenarında Ayşe ile Mehmet sohbet ediyordu. Ayşe, duygu dolu gözlerle dallardaki domateslere bakıyordu:

— “Mehmet, bak şu domateslere… Sanki her biri farklı bir hikâye anlatıyor. Acaba hangisi erkek, hangisi dişi?”

Mehmet, yüzünde hafif bir gülümseme ile, daha stratejik bir tonla cevapladı:

— “Ayşe, aslında bitkilerde cinsiyet bizim düşündüğümüz kadar basit değil. Domatesin erkek mi dişi mi olduğunu söylemek, biraz yanlış bir algı. Çünkü domates çiçekleri hem erkek organı hem de dişi organı taşıyor.”

Ayşe, şaşkınlıkla gülümsedi:

— “Yani hepsi hem erkek hem dişi mi? O zaman bunca yıl konuşulan şeyler yanlış mıydı?”

Mehmet başını salladı:

— “Aynen öyle. Ama biliyor musun, insanların bu ayrımları yapmaya çalışması, aslında doğayı anlamlandırma çabasından geliyor.”

Erkeklerin Çözüm Odaklı, Kadınların Empatik Bakışı

Bu hikâyede Mehmet, erkeklerin sıkça benimsediği çözüm odaklı ve stratejik yaklaşımı temsil ediyordu. O, bilimsel verileri ortaya koyuyor, sorunu net bir şekilde açıklıyordu.

Ayşe ise daha çok empatik ve ilişkisel bir tutum sergiliyordu. Domateslere bakarken onları canlı birer karakter gibi görüyordu; doğanın hikâyesini dinlemek, ona anlam yüklemek istiyordu.

Aslında bu iki bakış açısı, tıpkı domatesin çiçeklerindeki birleşik yapılar gibi birbirini tamamlıyordu. Birinde bilgi ve çözüm vardı, diğerinde anlam ve duygu.

Bilim Ne Söylüyor?

Gerçek şu ki, botanik açısından domates bitkisi “hermafrodit” yani hem erkek hem dişi organları aynı çiçekte bulunduran bir yapıya sahiptir. Çiçekteki erkek organ (stamen), polen üretir; dişi organ (pistil) ise döllenmeyi sağlar. Yani bir domatesi “erkek” ya da “dişi” diye ayırmak bilimsel olarak doğru değildir.

Ancak halk arasında yapılan ayrım, domatesin şekli ve çekirdek miktarı üzerinden olur. Daha yuvarlak, sert ve az çekirdekli olanlara “erkek domates”; daha yumuşak, tatlı ve çekirdekli olanlara ise “dişi domates” denir. Bu aslında botanik bir ayrım değil, bir gözlem ve isimlendirme geleneğidir.

Hikâyenin Kalbi: Bir Domatesin Sesinden

Ayşe bir an sessiz kaldı, eline aldığı domatese baktı. Sanki domates ona fısıldıyordu:

— “Beni erkek ya da dişi diye ayırmana gerek yok. Benim görevim, güneşi, suyu ve toprağı meyveye dönüştürmek. Bazen daha tatlı olurum, bazen daha sert. Ama her halimle bir sofranın parçasıyım.”

Ayşe’nin gözleri doldu, çünkü bu sözlerde derin bir hayat dersi vardı. İnsanların da tıpkı domatesler gibi kalıplara sıkıştırılmaya çalışıldığını düşündü. Erkek-dişi ayrımı üzerinden yürüyen yargılar, çoğu zaman gerçekliği değil, toplumun kendi anlamlandırma çabasını yansıtıyordu.

Mehmet ise bu içsel duyarlılığı fark ederek ekledi:

— “Ayşe, belki de mesele erkeklik ya da dişilik değil. Asıl mesele, doğanın bize sunduğu çeşitliliği anlamak ve ona saygı duymak.”

Toplumsal Yansımalar

Bu küçük sohbet, aslında büyük bir gerçeği de yansıtıyordu: İnsanlar çoğu zaman doğadaki basit gözlemlerden toplumsal anlamlar üretir. Domatesin “erkek” ya da “dişi” olduğuna inanmak da bunlardan biridir.

Kadınların empati odaklı yaklaşımı, bu gözlemleri hikâyelere dönüştürür; erkeklerin analitik yaklaşımı ise bunları çözümlemek için veriye dayandırır. İkisi bir araya geldiğinde ise doğayı daha iyi anlama fırsatı doğar.

Bir Köy Sofrasında Final

Akşam olduğunda Ayşe ile Mehmet, köydeki sofraya oturdular. Ortada kocaman bir tabakta kesilmiş domatesler vardı. Ayşe gülümseyerek dedi ki:

— “Artık bu domateslere erkek mi dişi mi diye bakmayacağım. Her birini kendi hikâyesiyle seveceğim.”

Mehmet ise başıyla onayladı:

— “Bilim de, duygular da haklıydı. İkisi birleşince doğanın gerçeğini daha iyi görebildik.”

O an sofrada domatesin sadece bir sebze değil, bir öğretmen olduğunu hissettiler. Çünkü doğa, insanlara en büyük dersleri en sade meyveler üzerinden veriyordu.

Forumdaşlara Sorular

Sevgili forumdaşlar, sizlere de birkaç soru bırakmak isterim:

- Siz hiç domatesin “erkek” ya da “dişi” olduğuna dair bir inanış duydunuz mu?

- Doğayı anlamak için empati mi, yoksa bilimsel analiz mi sizce daha etkili?

- Kendi hayatınızda “yanlış bildiğiniz ama sonra fark ettiğiniz” böyle basit ama anlamlı bir örnek var mı?

Haydi, hep birlikte bu sohbeti büyütelim. Çünkü bazen bir domates bile, bize hayatın en büyük derslerini anlatabilir.
 
Üst