Sitemizin hiçbir kişi, kurum yada kuruluş ile bağlantısı bulunmamaktadır. Bağımsız olarak sosyal etkileşim kurabileceğiniz yurtdışı kültür etkinliklerini tartıştığımız forum sitesidir.

Düzsöz edimi nedir ?

Ceren

New member
Düzsöz Edimi Nedir? Sözcüklerin Gücü, Toplumsal Cinsiyet ve Adalet Üzerine Bir Sohbet

Selam sevgili forumdaşlar,

Bugün biraz dilin gücü üzerine konuşalım istiyorum. Ama sadece kelimelerden değil, kelimelerin insan ilişkilerini, toplumu, hatta adaleti nasıl şekillendirdiğinden…

Konu “Düzsöz Edimi” — kulağa akademik gelebilir ama aslında hepimizin içinde yaşadığı bir gerçeklik bu. Çünkü düzsöz edimi, sadece “konuşmak” değil; söylediklerimizle dünyayı değiştirme biçimimizdir.

Yani biri “Söz veriyorum” dediğinde sadece ses çıkarmıyor; aynı zamanda bir eylem gerçekleştiriyor.

Bir öğretmen “Seni kutluyorum” dediğinde, sadece kelime söylemiyor; bir öğrencinin özgüvenini besliyor.

Bir siyasetçi “Eşitlikten yanayız” dediğinde, sadece cümle kurmuyor; sorumluluk alıyor ya da alması bekleniyor.

Düzsöz edimi, “sözün eyleme dönüşmesi”dir.

Ama işte tam da burada, toplumsal cinsiyet ve sosyal adalet devreye giriyor. Çünkü herkesin sözü aynı ağırlıkta yankılanmıyor bu dünyada.

---

Sözün Ağırlığı: Kadınların Sözü ve Görünmez Duvarlar

Düşünsenize, aynı cümleyi iki kişi söylüyor:

Bir erkek “Ben bunu yapacağım” dediğinde, çoğu zaman güven ve otorite algısı doğuyor.

Ama bir kadın “Ben bunu yapacağım” dediğinde, kimi zaman sorgu başlıyor: “Gerçekten mi? Emin misin? Destek alacak mısın?”

Toplumun dilinde yankı bulan bu fark, düzsöz ediminin toplumsal cinsiyetle nasıl biçimlendiğini gösteriyor.

Kadınların sözü, çoğu zaman duyuluyor ama onaylanmıyor.

Kadın konuştuğunda empatiyle yaklaşır, hikâyeler anlatır, insanları bir araya getirmeye çalışır.

Ama işte o zaman da, “fazla duygusal”, “fazla hassas”, “objektif değil” denilerek, sözü değersizleştirilmeye çalışılır.

Oysa kadınların dili; yargı değil, yaradır.

Empatiyle kurulan cümleler, toplumun en kırılgan yerlerine şifa taşır.

Kadınların sözleri, düzsöz ediminin en insani biçimidir — çünkü sadece “olmak” değil, “birlikte var olmayı” vaat eder.

---

Analitik Dilin Gücü: Erkeklerin Sözü ve Çözüm Arayışı

Erkeklerin düzsöz edimleri genelde çözüm odaklıdır.

“Yapacağım, halledeceğim, çözeceğim” gibi eylem merkezli ifadeler, toplumsal olarak “güçlü” ve “inandırıcı” bulunur.

Ama bu dil bazen duyguları, kırılganlığı ve empatiyi gölgede bırakabilir.

Toplumsal roller erkeklere, “konuştuğun sözle lider ol, çözüm sun, duygu değil sonuç üret” mesajı verir.

Bu da zamanla erkeklerin duygusal alanını daraltır; çünkü sözlerinin değeri sadece sonuçla ölçülür hale gelir.

Oysa düzsöz edimi, sadece bir işi halletmek değil, bir ilişki kurmaktır da.

Bir baba “Seni seviyorum” dediğinde, bir erkek arkadaş “Seni dinliyorum” dediğinde — işte o da düzsöz edimidir.

Bu kelimeler, birer eylem haline gelir. Çünkü birinin duygusunu tanımak, bir evi onarmak kadar değerlidir.

---

Toplumsal Cinsiyetin Gölgesinde Sözün Değeri

Toplumda sözün gücü, ne yazık ki herkese eşit dağıtılmıyor.

Bir kadın aynı cümleyi söylediğinde “duygusal tepkime”, bir erkek söylediğinde “lider vizyonu” sayılıyor.

Bir LGBTQ+ birey, “Ben de buradayım” dediğinde, hâlâ kimi kulaklarda yankı bulamıyor.

Bir azınlık grubun temsilcisi “Eşitlik istiyorum” dediğinde, bazen “fazla talepkâr” deniyor.

Ama dilin adaletle buluştuğu yer, tam da burası:

Düzsöz edimi, sadece ne söylendiğiyle değil, kimin söylediğiyle de ilgilidir.

Toplumsal adalet, herkesin sözünü aynı düzlemde duyabilmekle başlar.

Bir kadının “Hayır” demesi, bir erkeğin “Evet” demesi kadar bağlayıcı olmalıdır.

Bir gencin “Ben de varım” sözü, bir yöneticinin kararı kadar ciddiye alınmalıdır.

Çünkü sözün gücü, hiyerarşiyle değil, niyetle ölçülmelidir.

---

Çeşitlilik ve Sözcüklerin Renkleri

Bir toplumun dili, onun kalbidir.

Eğer sadece güçlülerin sesi yankılanıyorsa, o kalp tek odacıkta çarpıyordur.

Ama çeşitliliğe yer verdiğimizde, dil çok sesli bir senfoniye dönüşür.

Bir engelli bireyin “Erişilebilirlik istiyorum” demesi, bir sanatçının “Özgürce üretmek istiyorum” demesi kadar değerlidir.

Bir mülteci “Buradayım” dediğinde, o cümle sadece bir varlık beyanı değil; bir insanlık çağrısıdır.

Düzsöz edimi, bu farklı seslerin bir arada duyulabildiği bir alan yaratırsa, toplum gerçekten eşit olur.

Çünkü kelimeler, sadece konuşulduğunda değil; duyulduğunda anlam kazanır.

---

Sosyal Adaletin Dilini Nasıl Kurarız?

Belki de ilk adım, dinlemektir.

Birinin “Benim deneyimim farklı” demesini hemen savunma refleksiyle karşılamamak…

Bir kadının öfkesinde tarihsel bir yük, bir erkeğin sessizliğinde toplumsal bir baskı olabileceğini fark etmek.

Düzsöz edimi, o farkındalığın sesi olabilir.

Bir öğretmenin “Herkes konuşabilir” demesi,

bir kurumun “Eşitlik politikamız var” sözü,

bir arkadaşın “Seni dinliyorum” cümlesi…

Hepsi birer küçük devrimdir aslında.

---

Forumdaşlara Açık Davet: Sözümüzü Eşitleyelim

Şimdi sevgili forumdaşlar, size bir soru:

Sizce sözün gücü herkese eşit mi?

Bir kadının “Hayır”ı, bir erkeğin “Evet”i kadar yankılanıyor mu çevrenizde?

Bir çocuğun “İstemiyorum” sözüne ne kadar kulak veriyoruz?

Ve en önemlisi, biz kendi dilimizi ne kadar adaletli kullanıyoruz?

Kimi zaman fark etmeden, birinin sözünü bastırıyor, bir başkasının cümlesini yarıda kesiyoruz.

Oysa düzsöz edimi, birbirimizin varlığını onaylamaktır.

Konuşurken de, dinlerken de adil olmaktır.

---

Son Söz: Dili Değiştir, Dünyayı Değiştir

Söz, insana verilmiş en güçlü armağandır.

Ama bu armağan, sadece konuşmakla değil; birbirini anlamakla değer kazanır.

Düzsöz edimi, dilin gücünü fark etmektir — hem empatiyle, hem çözümle, hem adaletle.

Belki de dünyayı değiştirmek, büyük cümlelerle değil, doğru tonla söylenmiş küçük bir “Ben seni duyuyorum”la başlar.

Ne dersiniz dostlar?

Sizce biz, birbirimizi gerçekten duyuyor muyuz?

Yoksa hâlâ konuşurken bile kendi yankılarımızı mı dinliyoruz?

Yorumlarda buluşalım — çünkü bu kez, her söz bir adım olsun eşitliğe doğru.
 
Üst