Duru
New member
[color=]Ehliyet Sınavından 100 Alırsam Ne Olur? Trafik Tanrıları Seni Seçebilir![/color]
Selam forumdaşlar!
Bu sabah kahvemi içerken aklıma geldi: “Ehliyet sınavından 100 alsam ne olur acaba?” diye. Yani gerçekten bir şey olur mu? Mesela trafik polisleri seni alkışlayıp geçer mi? Kırmızı ışık sana bir jest yapar mı? Yoksa yine İstanbul trafiğinde 15 dakikada 3 metre mi ilerlersin? İşte bu merak beni buraya getirdi.
Hazırsanız, birlikte “ehliyet sınavından 100 almak” efsanesinin absürt, komik ve acı gerçeklerini konuşalım.
[color=]100 Alan İnsan: Efsane mi, Gerçek mi?[/color]
Öncelikle dürüst olalım: Ehliyet sınavından 100 almak, halk arasında “trafiğin Einsteini” olmakla eşdeğer görülür. Herkes konuşur ama kimse görmemiştir. Yani Lochness canavarı, Bigfoot ve 100 alan ehliyet adayı — hepsi aynı efsane evreninde yaşar.
Ama diyelim ki sen o mucizeyi başardın, o 100’ü aldın. Tebrikler! Artık senin adın MEB’in sisteminde “Bu kişi gereksiz dikkatli olabilir” olarak geçiyor.
O andan itibaren hayat değişir. Çünkü artık bir ehliyet adayı değil, trafik biliminin yaşayan abidesisin.
[color=]Erkeklerin Stratejik Yaklaşımı: “100 Aldım, Demek ki Formula 1’e Hazırım”[/color]
Erkek forumdaşlarımızın büyük kısmı bu bölümü okurken şöyle düşünüyordur:
“100 aldıysam, artık her aracı kullanabilirim. Otobüs mü, traktör mü, tank mı fark etmez.”
Evet dostum, erkek beyninin mantığı basittir: 100 puan = Sınırsız lisans.
Hemen sonraki gün, direksiyon dersine gelir ve hoca daha arabayı çalıştırmadan “Hocam ben 100 aldım, istersen şu rampada el freni denemesi yapalım” der.
Hoca da içinden der ki: “Keşke yazılı değil de pratikte de 100 verseydik…”
Erkeklerin stratejik zekâsı burada devreye girer: “Eğer sınavdan 100 aldıysam, artık kurallar bende.”
Hemen plan yapılır:
– Aracı minimum yakıtla maksimum hızda nasıl kullanırım?
– Sarı ışıkta geçsem ama yavaş geçsem, bu hâlâ sayılır mı?
– Park yerini 3 manevrayla almazsam puan düşer mi hocam?
Bir erkek için 100 almak, artık “sınavı geçmek” değil, “sistemi hacklemek”tir.
[color=]Kadınların Empatik Yaklaşımı: “100 Aldım, Ama Trafikte İnsan Kalmak Daha Önemli”[/color]
Kadın forumdaşlarımız bu konuyu bambaşka ele alır.
100 almak, evet güzel — ama asıl mesele “trafikte sabır, empati ve nezaketle kalmak”.
Yani bir kadın 100 alınca gidip ayna karşısında şunu düşünür:
“Artık ben sadece sürücü değilim. Ben trafiğin annesiyim.”
– Yaya geçidinde duranlara gülümser.
– Yan şeritten sinyalsiz dalan kamyoncuya bile “Allah kolaylık versin” der.
– Arkadan selektör yapan adama cevap vermez, çünkü bilir ki o hâlâ sınavdan 65 almışlardandır.
Kadınlar için 100 almak, “insan kalmayı başardım” ödülüdür.
Bir erkek 100 alınca “gaz tepkimesi” hesaplar, bir kadın 100 alınca “karşı şeridin duygularını” okur.
[color=]Gerçek Hayatta 100 Alırsan Ne Olur?[/color]
İşte şimdi gelelim asıl meseleye.
Ne olur biliyor musun? Hiçbir şey.
Ne madalya verilir, ne plaket, ne de “trafikte öncelikli geçiş hakkı.”
Ama birkaç şey kesin olur:
1. Ailen “Oğlum/kızım doktor olmadı ama arabayı biliyor” diye övünür.
2. Arkadaşların seni “trafik profesörü” ilan eder.
3. Herkese “Soru 42’yi yanlış yapan var mıydı ya?” diye sorma hakkını kazanırsın.
4. Direksiyon sınavına girdiğinde ise, “Ben 100 almıştım” diye böbürlenirsin ama ilk parkta direği devirirsin.
Çünkü kaderin kuralı şudur: Yazılıda 100 alan, pratikte direği öper.
[color=]Trafik Polisiyle Olası Diyalog[/color]
– Polis: “Ehliyet ve ruhsat?”
– Sen: “Buyurun memur bey, ama belirtmek isterim ki ben yazılı sınavdan 100 almıştım.”
– Polis: “Hee… o zaman hız sınırını geçmenize izin var mı zannediyorsunuz?”
– Sen: “Yok ama ben bunu test etmek istedim, bilimsel amaçlı.”
– Polis: “Buyurun, 427 TL’lik bilim katkı payınız.”
Evet dostum, 100 puan seni kurtarmaz. Ama güzel bir anı olur.
[color=]Bilimsel Açıdan 100 Almanın Psikolojisi[/color]
Araştırmalara göre (kaynak: forumdaş Mehmet’in gözlemleri), ehliyet sınavında 100 alan kişilerde “yeni trafik bilinci sendromu” gelişiyor.
Bu sendromun belirtileri şunlardır:
– Herkesin hatasını anında fark etme ama kendi hatalarını “istisna” sayma.
– Dörtlüleri yakarak her yerde durma hakkını kendinde görme.
– Aynaya bakarken iç sesle “Ben 100 aldım, ben 100 aldım” diye fısıldama.
Ama bu geçici bir durum. Çünkü ilk virajda yanlış sinyal verince sistem sıfırlanıyor.
[color=]Ehliyet Sınavı = Hayat Sınavı[/color]
Aslında bu 100 alma meselesi sadece ehliyet değil, hayatın özeti.
Kağıt üstünde hepimiz harikayız: sabırlıyız, dikkatliyiz, saygılıyız.
Ama trafiğe çıkınca korna cangılında kimliğimiz değişiyor.
Kimimiz “ben 100 aldım” diye havaya giriyor, kimimiz “ben park edemem” bahanesiyle özgüvenini kaybediyor.
Belki de mesele 100 almak değil, her seferinde 70’le ama saygıyla geçmek.
Çünkü trafiğin gerçeği şu: bazen en yüksek puan, en sakin sürüşte gizlidir.
[color=]Forumdaşlara Sorular: Şimdi Sıra Sizde![/color]
– Sizce ehliyet sınavından 100 almak, gerçekten “usta sürücü” olmak mıdır yoksa sadece “bilgi deposu” olmak mı?
– Yazılıda 100 alıp direksiyon sınavında hoca arabadan atlayan var mı aramızda? (İtiraf zamanı!)
– Erkekler, sizce 100 almak sizi Ferrari’ye yaklaştırır mı, yoksa hâlâ minibüs sinyaline takılır mısınız?
– Kadınlar, sizce 100 alan sürücülerin empati oranı artıyor mu, yoksa sadece vites değişiminde nazlanıyorlar mı?
– Ve en önemlisi: 100 alınca trafik ışıkları size selam veriyor mu?
Hadi forumdaşlar, dökün içimizi!
Kim 100 aldı, kim 30’da ağladı, kim direksiyon hocasına dua ettirdi?
Ehliyet sınavı sadece bir test değil, insanlığın trafiğe yansıyan özeti.
Unutmayın: bazen 100 almak önemli değildir; önemli olan o 100’lük egoyu sinyalle sağa kırabilmektir.

Selam forumdaşlar!
Bu sabah kahvemi içerken aklıma geldi: “Ehliyet sınavından 100 alsam ne olur acaba?” diye. Yani gerçekten bir şey olur mu? Mesela trafik polisleri seni alkışlayıp geçer mi? Kırmızı ışık sana bir jest yapar mı? Yoksa yine İstanbul trafiğinde 15 dakikada 3 metre mi ilerlersin? İşte bu merak beni buraya getirdi.
Hazırsanız, birlikte “ehliyet sınavından 100 almak” efsanesinin absürt, komik ve acı gerçeklerini konuşalım.
[color=]100 Alan İnsan: Efsane mi, Gerçek mi?[/color]
Öncelikle dürüst olalım: Ehliyet sınavından 100 almak, halk arasında “trafiğin Einsteini” olmakla eşdeğer görülür. Herkes konuşur ama kimse görmemiştir. Yani Lochness canavarı, Bigfoot ve 100 alan ehliyet adayı — hepsi aynı efsane evreninde yaşar.
Ama diyelim ki sen o mucizeyi başardın, o 100’ü aldın. Tebrikler! Artık senin adın MEB’in sisteminde “Bu kişi gereksiz dikkatli olabilir” olarak geçiyor.
O andan itibaren hayat değişir. Çünkü artık bir ehliyet adayı değil, trafik biliminin yaşayan abidesisin.
[color=]Erkeklerin Stratejik Yaklaşımı: “100 Aldım, Demek ki Formula 1’e Hazırım”[/color]
Erkek forumdaşlarımızın büyük kısmı bu bölümü okurken şöyle düşünüyordur:
“100 aldıysam, artık her aracı kullanabilirim. Otobüs mü, traktör mü, tank mı fark etmez.”
Evet dostum, erkek beyninin mantığı basittir: 100 puan = Sınırsız lisans.
Hemen sonraki gün, direksiyon dersine gelir ve hoca daha arabayı çalıştırmadan “Hocam ben 100 aldım, istersen şu rampada el freni denemesi yapalım” der.
Hoca da içinden der ki: “Keşke yazılı değil de pratikte de 100 verseydik…”
Erkeklerin stratejik zekâsı burada devreye girer: “Eğer sınavdan 100 aldıysam, artık kurallar bende.”
Hemen plan yapılır:
– Aracı minimum yakıtla maksimum hızda nasıl kullanırım?
– Sarı ışıkta geçsem ama yavaş geçsem, bu hâlâ sayılır mı?
– Park yerini 3 manevrayla almazsam puan düşer mi hocam?
Bir erkek için 100 almak, artık “sınavı geçmek” değil, “sistemi hacklemek”tir.
[color=]Kadınların Empatik Yaklaşımı: “100 Aldım, Ama Trafikte İnsan Kalmak Daha Önemli”[/color]
Kadın forumdaşlarımız bu konuyu bambaşka ele alır.
100 almak, evet güzel — ama asıl mesele “trafikte sabır, empati ve nezaketle kalmak”.
Yani bir kadın 100 alınca gidip ayna karşısında şunu düşünür:
“Artık ben sadece sürücü değilim. Ben trafiğin annesiyim.”
– Yaya geçidinde duranlara gülümser.
– Yan şeritten sinyalsiz dalan kamyoncuya bile “Allah kolaylık versin” der.
– Arkadan selektör yapan adama cevap vermez, çünkü bilir ki o hâlâ sınavdan 65 almışlardandır.
Kadınlar için 100 almak, “insan kalmayı başardım” ödülüdür.
Bir erkek 100 alınca “gaz tepkimesi” hesaplar, bir kadın 100 alınca “karşı şeridin duygularını” okur.
[color=]Gerçek Hayatta 100 Alırsan Ne Olur?[/color]
İşte şimdi gelelim asıl meseleye.
Ne olur biliyor musun? Hiçbir şey.
Ne madalya verilir, ne plaket, ne de “trafikte öncelikli geçiş hakkı.”
Ama birkaç şey kesin olur:
1. Ailen “Oğlum/kızım doktor olmadı ama arabayı biliyor” diye övünür.
2. Arkadaşların seni “trafik profesörü” ilan eder.
3. Herkese “Soru 42’yi yanlış yapan var mıydı ya?” diye sorma hakkını kazanırsın.
4. Direksiyon sınavına girdiğinde ise, “Ben 100 almıştım” diye böbürlenirsin ama ilk parkta direği devirirsin.
Çünkü kaderin kuralı şudur: Yazılıda 100 alan, pratikte direği öper.
[color=]Trafik Polisiyle Olası Diyalog[/color]
– Polis: “Ehliyet ve ruhsat?”
– Sen: “Buyurun memur bey, ama belirtmek isterim ki ben yazılı sınavdan 100 almıştım.”
– Polis: “Hee… o zaman hız sınırını geçmenize izin var mı zannediyorsunuz?”
– Sen: “Yok ama ben bunu test etmek istedim, bilimsel amaçlı.”
– Polis: “Buyurun, 427 TL’lik bilim katkı payınız.”
Evet dostum, 100 puan seni kurtarmaz. Ama güzel bir anı olur.
[color=]Bilimsel Açıdan 100 Almanın Psikolojisi[/color]
Araştırmalara göre (kaynak: forumdaş Mehmet’in gözlemleri), ehliyet sınavında 100 alan kişilerde “yeni trafik bilinci sendromu” gelişiyor.
Bu sendromun belirtileri şunlardır:
– Herkesin hatasını anında fark etme ama kendi hatalarını “istisna” sayma.
– Dörtlüleri yakarak her yerde durma hakkını kendinde görme.
– Aynaya bakarken iç sesle “Ben 100 aldım, ben 100 aldım” diye fısıldama.
Ama bu geçici bir durum. Çünkü ilk virajda yanlış sinyal verince sistem sıfırlanıyor.
[color=]Ehliyet Sınavı = Hayat Sınavı[/color]
Aslında bu 100 alma meselesi sadece ehliyet değil, hayatın özeti.
Kağıt üstünde hepimiz harikayız: sabırlıyız, dikkatliyiz, saygılıyız.
Ama trafiğe çıkınca korna cangılında kimliğimiz değişiyor.
Kimimiz “ben 100 aldım” diye havaya giriyor, kimimiz “ben park edemem” bahanesiyle özgüvenini kaybediyor.
Belki de mesele 100 almak değil, her seferinde 70’le ama saygıyla geçmek.
Çünkü trafiğin gerçeği şu: bazen en yüksek puan, en sakin sürüşte gizlidir.
[color=]Forumdaşlara Sorular: Şimdi Sıra Sizde![/color]
– Sizce ehliyet sınavından 100 almak, gerçekten “usta sürücü” olmak mıdır yoksa sadece “bilgi deposu” olmak mı?
– Yazılıda 100 alıp direksiyon sınavında hoca arabadan atlayan var mı aramızda? (İtiraf zamanı!)
– Erkekler, sizce 100 almak sizi Ferrari’ye yaklaştırır mı, yoksa hâlâ minibüs sinyaline takılır mısınız?
– Kadınlar, sizce 100 alan sürücülerin empati oranı artıyor mu, yoksa sadece vites değişiminde nazlanıyorlar mı?
– Ve en önemlisi: 100 alınca trafik ışıkları size selam veriyor mu?
Hadi forumdaşlar, dökün içimizi!
Kim 100 aldı, kim 30’da ağladı, kim direksiyon hocasına dua ettirdi?
Ehliyet sınavı sadece bir test değil, insanlığın trafiğe yansıyan özeti.
Unutmayın: bazen 100 almak önemli değildir; önemli olan o 100’lük egoyu sinyalle sağa kırabilmektir.

