Uzmanlar, insan yumurtalarının yüzeyinde bulunan yeni bir protein belirlediler. Yunan annelik tanrıçası Maia’dan alan proteinin, sperm ve yumurtaların kaynaşmasında rol oynadığı düşünülüyor.
Bilim insanları, yeni bir çalışmada kısırlığa farklı bir yaklaşım sergileyecek bulgular ortaya çıkardılar. Araştırmacılar, insan döllenmesinde temel bir adım keşfetti.
Çalışmanın baş araştırmacısı olan Sheffield Üniversitesi’nden Prof Harry Moore, bulguların bilinmeyen niçinlerle döllenmenin başarısız olduğu olaylara ışık tutmaya yardımcı olabileceğini söylemiş oldu. Ayrıyeten Moore, bir bireyin sperminin Maia’ya bağlanıp bağlanamadığını yahut bir bireyin yumurtalarının yüzeyinde protein olup olmadığını araştırmak için testlerin geliştirilebileceğini de belirtti.
Science Advances mecmuasında yazan Birleşik Krallık, Çek Cumhuriyeti ve Japonya üzere ülkelerden araştırmacılar, sentetik mikro boncukların yüzebir daha 13 milyon farklı protein segmenti yahut peptit ekleyerek çalışmaya nasıl başladıklarını bildirdiler. Her boncuk, bir insan yumurtası ile birebir boyuttaydı ve farklı bir peptite bağlıydı.
Ekip, bu boncuklarla insan spermini kuluçkaya yatırdığında, sperme bağlı 1000 şahıstan birinden daha azını buldular. Moore, “Onları tanımlayabilirsiniz, zira sperm, boncukların kendisine bağlanırken etrafında dönmesini sağladı” dedi.
BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNİN BİR BİLEŞENİ
Ekip, daha fazla çalışma yoluyla, bu boncukların yüzebir daha bağlı olan peptidi ve ötürüsıyla bağlantılı olduğu tam proteini tanımlayabildi. Ayrıyeten bedendeki bu “Maia” proteinine yol açan geni de tanımlayabildiler.
Ekip ondan sonrasında Maia’nın rolünü incelemek için moleküler modelleme ve öteki teknikleri kullandı. Yaklaşım, spermin başlangıçta yumurtanın yüzeyindeki Juno isimli bir proteine bağlandığı evvelki bulguları doğruladı, lakin beraberinde spermin sonrasındasında Juno’dan ayrılıp Maia’ya bağlandığını da önerdi. Maia çabucak sonrasında yumurta zarına çökerek spermi hücreye çeker.
York Üniversitesi’nden Prof Gavin Wright, Maia’nın daha hayli bağışıklık sisteminin bir bileşeni olduğu düşünüldüğünde bunun şaşırtan bir keşif olduğunu belirtti.
Okumaya devam et...
Bilim insanları, yeni bir çalışmada kısırlığa farklı bir yaklaşım sergileyecek bulgular ortaya çıkardılar. Araştırmacılar, insan döllenmesinde temel bir adım keşfetti.
Çalışmanın baş araştırmacısı olan Sheffield Üniversitesi’nden Prof Harry Moore, bulguların bilinmeyen niçinlerle döllenmenin başarısız olduğu olaylara ışık tutmaya yardımcı olabileceğini söylemiş oldu. Ayrıyeten Moore, bir bireyin sperminin Maia’ya bağlanıp bağlanamadığını yahut bir bireyin yumurtalarının yüzeyinde protein olup olmadığını araştırmak için testlerin geliştirilebileceğini de belirtti.
Science Advances mecmuasında yazan Birleşik Krallık, Çek Cumhuriyeti ve Japonya üzere ülkelerden araştırmacılar, sentetik mikro boncukların yüzebir daha 13 milyon farklı protein segmenti yahut peptit ekleyerek çalışmaya nasıl başladıklarını bildirdiler. Her boncuk, bir insan yumurtası ile birebir boyuttaydı ve farklı bir peptite bağlıydı.
Ekip, bu boncuklarla insan spermini kuluçkaya yatırdığında, sperme bağlı 1000 şahıstan birinden daha azını buldular. Moore, “Onları tanımlayabilirsiniz, zira sperm, boncukların kendisine bağlanırken etrafında dönmesini sağladı” dedi.
BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNİN BİR BİLEŞENİ
Ekip, daha fazla çalışma yoluyla, bu boncukların yüzebir daha bağlı olan peptidi ve ötürüsıyla bağlantılı olduğu tam proteini tanımlayabildi. Ayrıyeten bedendeki bu “Maia” proteinine yol açan geni de tanımlayabildiler.
Ekip ondan sonrasında Maia’nın rolünü incelemek için moleküler modelleme ve öteki teknikleri kullandı. Yaklaşım, spermin başlangıçta yumurtanın yüzeyindeki Juno isimli bir proteine bağlandığı evvelki bulguları doğruladı, lakin beraberinde spermin sonrasındasında Juno’dan ayrılıp Maia’ya bağlandığını da önerdi. Maia çabucak sonrasında yumurta zarına çökerek spermi hücreye çeker.
York Üniversitesi’nden Prof Gavin Wright, Maia’nın daha hayli bağışıklık sisteminin bir bileşeni olduğu düşünüldüğünde bunun şaşırtan bir keşif olduğunu belirtti.
Okumaya devam et...