İstanbul’da yaşayan 52 yaşındaki Fatma Kırçe, geçen ağustos ayında bir gece dayanılmaz göğüs ağrısıyla uyandı. Sırtına ve sol kol dirsek bölgesine kadar inen ağrılar niçiniyle kolunu hissetmeyince acile gitti.
Kırçe’ye EKG çekildi ve kan enzimlerine bakıldı. Sonuçlar, kalp krizi geçirdiğini gösteriyordu. Tabipler ağır bakımı olan daha kapsamlı bir hastane araştırmaya başladı ve Kırçe’yi ambulansla öteki bir hastaneye sevk etti.
Burada yapılan incelemelerde de kalp krizi geçiriyor olabileceği ve anjiyo yapılması gerektiği söylendi. Kırçe, Bezmialem Tıp Fakültesi Dekanı ve Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Ramazan Özdemir’e gitti. Prof. Dr. Özdemir başta tabloyu kalp krizi bahta da gerçek, ilaçlı EKO çekimi daha sonrası anlaşıldı.
“TESTLERİ KALP KRİZİNİ İŞARET EDİYORDU LAKİN ANJİYOSU TEMİZDİ”
Hastanın kendilerine nefes darlığı, göğüs ağrısı ve halsizlik şikayetiyle geldiğini anlatan Prof. Dr. Özdemir, “Daha evvel öteki bir hastaneye gitmiş. Analizler yapılmış, o analizler kararında da kalp krizi geçirdiğini söylemişler ve çabucak anjiyoya almak istemişler. Hastamız kabul etmeyince bir gün daha sonra bize geldi. Alışılmış hastanın kan neticelerina bakınca, hakikaten de hem EKG’sinde birebir vakitte analizlerinde kalp krizi geçiriyor manzarası vardı. Yaptığımız anjiyoda, kalp damarları büsbütün olağan çıktı. EKO’suna baktığımızda, kalbin yapısına boya verip baktığımızda, kalbin ucunda bir balonlaşma vardı. Bu bizim ‘Takotsubo’ dediğimiz bir sendromdur. Damarlar çoklukla olağandır ve büyük bir keder, gerilim üzere çok ağır duygusal durumlar kararında ortaya çıkar. Süreksiz olarak kalbi bozan bir durumdur. Halk içinde da kırık kalp sendromu olarak biliniyor. Çok hüzünlü durumlarda adrenalin dediğimiz hormon fazlaca fazla salgılanıyor. Çok ıstırap, çok sevinç üzere durumlarda her insanın o hormonlara verdiği yanıt farklı oluyor. Birtakım hastalarda epeyce çok gerilim olduğu için kalp çok cevap verebiliyor. Bunda da kalp krizi ya da kalp yetmezliği tedavisindekine emsal ilaçlar kullanılıyor. Lakin bir müddet daha sonra zaten geçiyor hastalık. kimi vakit birkaç ay sürebiliyor. Lakin ekseriyetle olağana dönüyor. Kalp krizinde, damarlarda yüzde 100 tıkanıklık kelam konusudur ve kalbin bir bölgesinde vefat meydana geliyor bu niçinle. Yani kalbin dokusu zedeleniyor. Bunun da geri dönüşü olmuyor. Fakat bu hastalıkta damarlar olağan olduğu için, kalbin dokusu büsbütün olağana dönüyor. Yani kalp yetmezliği gelişmiyor.” dedi.
“KRİZ GEÇİRİYORUM DİYE AĞIR BAKIM ARAŞTIRDILAR”
Kontrolleri için bir ay daha sonrasında yeniden hastaneye giden ve hiç bir meselesinin kalmadığını öğrenen Fatma Kırçe, “Göğsümün sol tarafında bir ağrı hissettim. Makus bir ağrıydı. Hiç daha evvel o denli bir şey yaşamamıştım. Ağrı aşağıya yanlışsız göğsümün etrafına hakikat yayıldı ve sırtıma, sol koluma, dirseğe kadarki kısmına kadar geldi. Kolumu hissetmemeye başladım. Hastaneye götürdüler. Kalp krizi geçiriyor olabilirsin dedi tabipler. sonrasındasında makineye bağladılar. O ortada da ağır bakımı uygun olan boş hastane aramaya başladılar. Ambulansa makine eşliğinde bindirildim. Diğer büyük bir hastaneye sevk edildim. Kalp krizi geçirdiğimi, tehlikede olduğumu ve çabucak anjiyo yapılması gerektiğini, stent takılacağını söylemiş oldu hekimlerim. Ben o an istemedim, imza verip çıktım ve sonraki gün Ramazan Bey’e geldim. Farklı bir teşhis konuldu. Kalp krizi geçirmediğim, kalbimin çok âlâ olduğu ve kalbin etrafında baloncuklar oluştuğu için gerilimden dolayı bunları yaşadığımı söylemiş oldu. Kırık kalp sendromu geçirdiğimi söylemiş oldu. Ondan öncesi aslına bakarsan annemi kaybetmiştim. Ayrıyeten ailemde çeşitli olaylar hayatıştım. Ramazan Hoca anjiyo konusunda cesaretlendirdi beni. Aslında korkuyordum. Anjiyoda damarlarımın açık olduğunu, uygun olduğunu söylemiş oldu. Ben bu biçimde bir hastalık daha evvel duymadım. Lakin benimki nitekim gerilime bağlıymış. Kederlerden ve yaşadığım travmalardan dolayı nitekim kalbim epeyce kırıkmış.” diye konuştu.
Fatma Kırçe
KIRIK KALP SENDROMU NEDİR?
Son senelerda ismi çoğunlukla duyulan kırık kalp sendromu, beden tarafınca ağır gerilime karşı verilen bir karşılıktır. Kalp krizine benzeri bulgularla kendini muhakkak eden bu hastalığı, 1990 yılında Hiraru Sato keşfederek Takotsubo Kardiyomiyopatisi olarak isimlendirmiştir. Bu isimlendirme, sendromun geliştiği esnada kalbin sol kısmının Japon balıkçılarının kullandığı ahtapot avlama kabına benzemesinden gelmektedir. Kırık kalp sendromu ayrıyeten gerilim kardiyomiyopatisi ve apikal balon sendromu olarak da isimlendirilir. Hastalık tıpkı bir kalp krizi üzere gelişir ve hasta kendini kriz geçiriyormuş üzere hisseder. Bu esnada hastaya ilişkin EKG ölçümleri ve kan kıymetlerine ait parametreler de kalp krizi bulgularına benzeri. Çok gerilim altındaki bireylerde görülme mümkünlüğü daha yüksek olan bu hastalık kalp durmasına kadar gidebilen önemli sonuçlar doğurabilir.
Okumaya devam et...
Kırçe’ye EKG çekildi ve kan enzimlerine bakıldı. Sonuçlar, kalp krizi geçirdiğini gösteriyordu. Tabipler ağır bakımı olan daha kapsamlı bir hastane araştırmaya başladı ve Kırçe’yi ambulansla öteki bir hastaneye sevk etti.
Burada yapılan incelemelerde de kalp krizi geçiriyor olabileceği ve anjiyo yapılması gerektiği söylendi. Kırçe, Bezmialem Tıp Fakültesi Dekanı ve Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Ramazan Özdemir’e gitti. Prof. Dr. Özdemir başta tabloyu kalp krizi bahta da gerçek, ilaçlı EKO çekimi daha sonrası anlaşıldı.
“TESTLERİ KALP KRİZİNİ İŞARET EDİYORDU LAKİN ANJİYOSU TEMİZDİ”
Hastanın kendilerine nefes darlığı, göğüs ağrısı ve halsizlik şikayetiyle geldiğini anlatan Prof. Dr. Özdemir, “Daha evvel öteki bir hastaneye gitmiş. Analizler yapılmış, o analizler kararında da kalp krizi geçirdiğini söylemişler ve çabucak anjiyoya almak istemişler. Hastamız kabul etmeyince bir gün daha sonra bize geldi. Alışılmış hastanın kan neticelerina bakınca, hakikaten de hem EKG’sinde birebir vakitte analizlerinde kalp krizi geçiriyor manzarası vardı. Yaptığımız anjiyoda, kalp damarları büsbütün olağan çıktı. EKO’suna baktığımızda, kalbin yapısına boya verip baktığımızda, kalbin ucunda bir balonlaşma vardı. Bu bizim ‘Takotsubo’ dediğimiz bir sendromdur. Damarlar çoklukla olağandır ve büyük bir keder, gerilim üzere çok ağır duygusal durumlar kararında ortaya çıkar. Süreksiz olarak kalbi bozan bir durumdur. Halk içinde da kırık kalp sendromu olarak biliniyor. Çok hüzünlü durumlarda adrenalin dediğimiz hormon fazlaca fazla salgılanıyor. Çok ıstırap, çok sevinç üzere durumlarda her insanın o hormonlara verdiği yanıt farklı oluyor. Birtakım hastalarda epeyce çok gerilim olduğu için kalp çok cevap verebiliyor. Bunda da kalp krizi ya da kalp yetmezliği tedavisindekine emsal ilaçlar kullanılıyor. Lakin bir müddet daha sonra zaten geçiyor hastalık. kimi vakit birkaç ay sürebiliyor. Lakin ekseriyetle olağana dönüyor. Kalp krizinde, damarlarda yüzde 100 tıkanıklık kelam konusudur ve kalbin bir bölgesinde vefat meydana geliyor bu niçinle. Yani kalbin dokusu zedeleniyor. Bunun da geri dönüşü olmuyor. Fakat bu hastalıkta damarlar olağan olduğu için, kalbin dokusu büsbütün olağana dönüyor. Yani kalp yetmezliği gelişmiyor.” dedi.
“KRİZ GEÇİRİYORUM DİYE AĞIR BAKIM ARAŞTIRDILAR”
Kontrolleri için bir ay daha sonrasında yeniden hastaneye giden ve hiç bir meselesinin kalmadığını öğrenen Fatma Kırçe, “Göğsümün sol tarafında bir ağrı hissettim. Makus bir ağrıydı. Hiç daha evvel o denli bir şey yaşamamıştım. Ağrı aşağıya yanlışsız göğsümün etrafına hakikat yayıldı ve sırtıma, sol koluma, dirseğe kadarki kısmına kadar geldi. Kolumu hissetmemeye başladım. Hastaneye götürdüler. Kalp krizi geçiriyor olabilirsin dedi tabipler. sonrasındasında makineye bağladılar. O ortada da ağır bakımı uygun olan boş hastane aramaya başladılar. Ambulansa makine eşliğinde bindirildim. Diğer büyük bir hastaneye sevk edildim. Kalp krizi geçirdiğimi, tehlikede olduğumu ve çabucak anjiyo yapılması gerektiğini, stent takılacağını söylemiş oldu hekimlerim. Ben o an istemedim, imza verip çıktım ve sonraki gün Ramazan Bey’e geldim. Farklı bir teşhis konuldu. Kalp krizi geçirmediğim, kalbimin çok âlâ olduğu ve kalbin etrafında baloncuklar oluştuğu için gerilimden dolayı bunları yaşadığımı söylemiş oldu. Kırık kalp sendromu geçirdiğimi söylemiş oldu. Ondan öncesi aslına bakarsan annemi kaybetmiştim. Ayrıyeten ailemde çeşitli olaylar hayatıştım. Ramazan Hoca anjiyo konusunda cesaretlendirdi beni. Aslında korkuyordum. Anjiyoda damarlarımın açık olduğunu, uygun olduğunu söylemiş oldu. Ben bu biçimde bir hastalık daha evvel duymadım. Lakin benimki nitekim gerilime bağlıymış. Kederlerden ve yaşadığım travmalardan dolayı nitekim kalbim epeyce kırıkmış.” diye konuştu.
Fatma Kırçe
KIRIK KALP SENDROMU NEDİR?
Son senelerda ismi çoğunlukla duyulan kırık kalp sendromu, beden tarafınca ağır gerilime karşı verilen bir karşılıktır. Kalp krizine benzeri bulgularla kendini muhakkak eden bu hastalığı, 1990 yılında Hiraru Sato keşfederek Takotsubo Kardiyomiyopatisi olarak isimlendirmiştir. Bu isimlendirme, sendromun geliştiği esnada kalbin sol kısmının Japon balıkçılarının kullandığı ahtapot avlama kabına benzemesinden gelmektedir. Kırık kalp sendromu ayrıyeten gerilim kardiyomiyopatisi ve apikal balon sendromu olarak da isimlendirilir. Hastalık tıpkı bir kalp krizi üzere gelişir ve hasta kendini kriz geçiriyormuş üzere hisseder. Bu esnada hastaya ilişkin EKG ölçümleri ve kan kıymetlerine ait parametreler de kalp krizi bulgularına benzeri. Çok gerilim altındaki bireylerde görülme mümkünlüğü daha yüksek olan bu hastalık kalp durmasına kadar gidebilen önemli sonuçlar doğurabilir.
Okumaya devam et...