Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığının Türkiye’de birinci vakit içinderda görüldüğü yer olan Tokat’ta ilkbaharla bir arada bir daha hadiseler görülmeye başladı.
Tokat Devlet Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Bahadır Orkun Özbay, İlkbaharla bir arada kene şikayetlerinin de başladığını belirtti. Türkiye’deki birinci hadisenin 2002 yılında Tokat’ta görüldüğünü hatırlatan Özbay, vatandaşları ilkbahar periyodunda daha dikkatli olması istikametinde uyardı. Hayvancılıkla uğraşanlar ve çiftçiler başta olmak üzere pikniğe gidecek olan vatandaşların kenelere karşı dikkatli olması tavsiyesinde bulunan Özbay, alınacak önlemleri sıraladı.
Özbay, “Bağ, bahçe, orman, kırsal alanda açık renkli ve kapalı kıyafetler giymemiz gerekiyor. Zira bu kene zıplayarak bulaşmıyor, tırmanarak bulaşıyor. Tırmanarak insan bedenine çıkıyor ve daha sonrasında tutunuyor. Piknikte keneyi fark edebilmemiz için yere açık renkli bir örtü sermemiz gerekiyor. Kırsal alandan ayrıldıktan daha sonra ise konutumuza döndüğümüzde kendimizi denetim etmemiz gerekiyor. Bilhassa saç diplerimizi ensemiz, koltuk altımız üzere yerleri denetim etmemiz lazım” dedi.
“EN KISA MÜDDETTE ÇIKARILMASI GEREKİYOR”
Özbay, keneye çıplak elle dokunulmaması gerektiğinin altını çizip, “Eğer bir kenenin bedenimize tutunduğunu görürsek çıplak elle katiyen dokunmuyoruz. Bir plastik eldiven ya da naylonla çıkarabiliriz. Ya da en kısa müddette bir sıhhat kuruluşuna başvurmak en kıymetlisi. En kısa müddette kenenin çıkarılması gerekiyor. En değerli ikinci nokta da üzerine kimyasal husus dökülmemesi, işte sigara söndürülmemesi, elle ezilmemesi gerekmektedir. Keneyi kendisi çıkarabiliyorsa uygun bir biçimde çıkarabilir yahut süratli bir biçimde sıhhat kuruluşuna başvurulabilir” diye konuştu.
Kırım-Kongo kanamalı ateşi hastalığını Covid-19 üzere bir virüs hastalığı olduğunu belirten Özbay, “Kene burada taşıyıcıdır. Kenede bulunan bir virüs aslında hastalığı yapmaktadır. Bu aslında bildiğimiz Covid-19 üzere bir virüs hastalığıdır. Kenenin çıplak deriye tutunmasıyla bulaşabilir. Onun haricinde hayvan üzerinde gördüğümüz kenelerin çıplak elle kırılması, ezilmesiyle bulaşabilir.
Enfekte hayvanların dokuları salgılarıyla bulaşabilir. Onun haricinde enfekte insanların kanlarıyla, dokularıyla, salgılarıyla bulaşabilir. Burada değerli noktalardan biri şudur. Bizim gördüğümüz KKKA hastalarımızın bir kısmında kene temas hikayesi yok. Ondan dolayı endemik bölgelerde yaşayanların hangi semptomları geliştirebileceklerini bilmeleri lazım.
Bunlar virüs hastalığı olduğu için KKKA halsizlik, bulantı, kusma, ateş, kas ağrısı, ishal üzere spesifik dediğimiz genel semptomlar görülebilir. Natürel bu semptomlar görüldüğü vakitte illa KKKA hastalığı olacak diye bir şey yoktur. Lakin hastaneye müracaat yapılarak bu açıdan da bir kan analizi yapılabilir” sözlerini kullandı. (İHA)
Okumaya devam et...
Tokat Devlet Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Bahadır Orkun Özbay, İlkbaharla bir arada kene şikayetlerinin de başladığını belirtti. Türkiye’deki birinci hadisenin 2002 yılında Tokat’ta görüldüğünü hatırlatan Özbay, vatandaşları ilkbahar periyodunda daha dikkatli olması istikametinde uyardı. Hayvancılıkla uğraşanlar ve çiftçiler başta olmak üzere pikniğe gidecek olan vatandaşların kenelere karşı dikkatli olması tavsiyesinde bulunan Özbay, alınacak önlemleri sıraladı.
Özbay, “Bağ, bahçe, orman, kırsal alanda açık renkli ve kapalı kıyafetler giymemiz gerekiyor. Zira bu kene zıplayarak bulaşmıyor, tırmanarak bulaşıyor. Tırmanarak insan bedenine çıkıyor ve daha sonrasında tutunuyor. Piknikte keneyi fark edebilmemiz için yere açık renkli bir örtü sermemiz gerekiyor. Kırsal alandan ayrıldıktan daha sonra ise konutumuza döndüğümüzde kendimizi denetim etmemiz gerekiyor. Bilhassa saç diplerimizi ensemiz, koltuk altımız üzere yerleri denetim etmemiz lazım” dedi.
“EN KISA MÜDDETTE ÇIKARILMASI GEREKİYOR”
Özbay, keneye çıplak elle dokunulmaması gerektiğinin altını çizip, “Eğer bir kenenin bedenimize tutunduğunu görürsek çıplak elle katiyen dokunmuyoruz. Bir plastik eldiven ya da naylonla çıkarabiliriz. Ya da en kısa müddette bir sıhhat kuruluşuna başvurmak en kıymetlisi. En kısa müddette kenenin çıkarılması gerekiyor. En değerli ikinci nokta da üzerine kimyasal husus dökülmemesi, işte sigara söndürülmemesi, elle ezilmemesi gerekmektedir. Keneyi kendisi çıkarabiliyorsa uygun bir biçimde çıkarabilir yahut süratli bir biçimde sıhhat kuruluşuna başvurulabilir” diye konuştu.
Kırım-Kongo kanamalı ateşi hastalığını Covid-19 üzere bir virüs hastalığı olduğunu belirten Özbay, “Kene burada taşıyıcıdır. Kenede bulunan bir virüs aslında hastalığı yapmaktadır. Bu aslında bildiğimiz Covid-19 üzere bir virüs hastalığıdır. Kenenin çıplak deriye tutunmasıyla bulaşabilir. Onun haricinde hayvan üzerinde gördüğümüz kenelerin çıplak elle kırılması, ezilmesiyle bulaşabilir.
Enfekte hayvanların dokuları salgılarıyla bulaşabilir. Onun haricinde enfekte insanların kanlarıyla, dokularıyla, salgılarıyla bulaşabilir. Burada değerli noktalardan biri şudur. Bizim gördüğümüz KKKA hastalarımızın bir kısmında kene temas hikayesi yok. Ondan dolayı endemik bölgelerde yaşayanların hangi semptomları geliştirebileceklerini bilmeleri lazım.
Bunlar virüs hastalığı olduğu için KKKA halsizlik, bulantı, kusma, ateş, kas ağrısı, ishal üzere spesifik dediğimiz genel semptomlar görülebilir. Natürel bu semptomlar görüldüğü vakitte illa KKKA hastalığı olacak diye bir şey yoktur. Lakin hastaneye müracaat yapılarak bu açıdan da bir kan analizi yapılabilir” sözlerini kullandı. (İHA)
Okumaya devam et...