Sağlık Meslek Örgütleri, Aşı Haftası kapsamında çevrimiçi bir toplantı düzenledi. Aşı ile önlenebilen hastalıkların olgu sayısındaki değişimlerin aktarıldığı görüşmede, Covid-19 salgınının kollayıcı hizmetlerde aksamalara yol açtığı, kızamık, grip üzere birfazlaca hastalığın yaygınlaştığı lisana getirildi.
Türk Tabipleri Birliği (TTB), Halk Sıhhati Uzmanları Derneği (HASUDER), Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Derneği (KLİMİK), Türk İmmünoloji Derneği, Türkiye Aile Tabipleri Uzmanlık Derneği (TAHUD), Sıhhat ve Toplumsal Yardım Vakfı (SSYV) ile Türkiye Ulusal Pediatri Derneği, Aşı Haftası kapsamında çevrimiçi bir toplantı düzenledi.
“AŞILAR BİZİ YAŞATIR”
TTB Merkez Kurulu Genel Sekreteri Prof. Dr. Vedat Bulut başkanlığında gerçekleştirilen görüşmede, TTB Aşı Çalışma Grubu’ndan Prof. Dr. Muzaffer Eskiocak bir sunum yaptı. Dünyadaki ve Türkiye’deki Covid-19 hadise ve mevt sayıları ile aşılama sürecini ele alarak sunumuna başlayan Eskiocak, Covid-19 salgınının gözetici hizmetlerde aksamalara yol açtığını, kızamık, grip üzere birfazlaca hastalığın yaygınlaştığını belirtti. Aşı ile önlenebilir bulaşıcı hastalıkların sıhhatimizi tehdit etmeye devam ettiğini lisana getirdi. Türkiye’de Covid-19 doğrulanmış hadise sayısı ve ölümlerin kabul edilemez boyutta olduğunu hatırlatan Eskiocak, dünyada son 20 yılda milyarlarca doz aşı uygulandığını, bu sayede yılda 3,5-5 milyon çocuk vefatı önlediğinin altını çizdi. Eskiocak, “Aşılar inançlıdır. Aşılar bizi yaşatır. Aşı ile önlenebilen bulaşıcı hastalıklar dünyanın rastgele bir yerinde var çok dünyadaki tüm toplumlar tehdit altındadır” dedi.
“TÜRKİYE AŞI KONUSUNDA DIŞA BAĞIMLILIKTAN KURTULMALI”
Aşı ile önlenebilen hastalıkların olgu sayısındaki değişimleri aktaran Eskiocak, aşılanmanın bir hak olduğu kadar bir ödev olduğunu vurgulayarak, “Bilinmelidir ki, toplum bağışıklığının tek kazanımı enfeksiyon zincirinin kırılması değildir. Toplum bağışıklığı bununla birlikte toplumun en kırılgan kısımlarının korunmasını sağlayan bir dayanışmadır” dedi. Eskiocak, son olarak ise Türkiye’nin aşı sağlamada dışa bağımlılıktan kurtulması ve bağışıklama hizmetinin ömür uzunluğuna genişletilmesi gerektiğinin altını çizdi.
“BULAŞICI HASTALIKLAR YALNIZCA KİŞİYİ DEĞİL, TÜM TOPLUMU İLGİLENDİRİYOR”
Sunumun akabinde kelam alan KLİMİK İdare Konseyi üyesi Prof. Dr. Alpay Azap, Covid-19 pandemisinde de görüldüğü üzere bulaşıcı hastalıkların yalnızca kişiyi değil, bütün bir toplumu ilgilendirdiğini belirtip aşılanmanın ve hatırlatma dozlarının ödev niteliğine dikkat çekti. Hami hizmetlerdeki aksamaların taşıdığı risklere işaret eden Azap, Dünya Sıhhat Örgütü datalarına bakılırsa kızamık olay sayısında yüzde 80’lik bir artış yaşandığını aktardı.
“AŞI TEREDDÜDÜNÜN ÖNLENMESİ İÇİN ÇALIŞMA YÜRÜTÜLMELİ”
HASUDER Bulaşıcı Hastalıklar Çalışma Kümesi yürütücüsü ve TTB Pandemi Çalışma Kümesi üyesi Prof. Dr. Tayyar Şaşmaz ise aşıyla önlenebilen hastalıkların bağışıklama programları kararı daha az görünmesinin zıddından aşı kararsızlığını artırdığını tabir etti. Şaşmaz, maksat popülasyonda en azından yüzde 95 oranında aşılama ve aşı üzerine bilinçlendirme programı yürütülmesi gerektiğini lisana getirdi. SSYV İdare Şurası üyesi Prof. Dr. Sarp Üner de aşı tereddüdünün önlenmesi için çalışmalar yürütülmesi gerektiğini vurguladı.
Okumaya devam et...
Türk Tabipleri Birliği (TTB), Halk Sıhhati Uzmanları Derneği (HASUDER), Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Derneği (KLİMİK), Türk İmmünoloji Derneği, Türkiye Aile Tabipleri Uzmanlık Derneği (TAHUD), Sıhhat ve Toplumsal Yardım Vakfı (SSYV) ile Türkiye Ulusal Pediatri Derneği, Aşı Haftası kapsamında çevrimiçi bir toplantı düzenledi.
“AŞILAR BİZİ YAŞATIR”
TTB Merkez Kurulu Genel Sekreteri Prof. Dr. Vedat Bulut başkanlığında gerçekleştirilen görüşmede, TTB Aşı Çalışma Grubu’ndan Prof. Dr. Muzaffer Eskiocak bir sunum yaptı. Dünyadaki ve Türkiye’deki Covid-19 hadise ve mevt sayıları ile aşılama sürecini ele alarak sunumuna başlayan Eskiocak, Covid-19 salgınının gözetici hizmetlerde aksamalara yol açtığını, kızamık, grip üzere birfazlaca hastalığın yaygınlaştığını belirtti. Aşı ile önlenebilir bulaşıcı hastalıkların sıhhatimizi tehdit etmeye devam ettiğini lisana getirdi. Türkiye’de Covid-19 doğrulanmış hadise sayısı ve ölümlerin kabul edilemez boyutta olduğunu hatırlatan Eskiocak, dünyada son 20 yılda milyarlarca doz aşı uygulandığını, bu sayede yılda 3,5-5 milyon çocuk vefatı önlediğinin altını çizdi. Eskiocak, “Aşılar inançlıdır. Aşılar bizi yaşatır. Aşı ile önlenebilen bulaşıcı hastalıklar dünyanın rastgele bir yerinde var çok dünyadaki tüm toplumlar tehdit altındadır” dedi.
“TÜRKİYE AŞI KONUSUNDA DIŞA BAĞIMLILIKTAN KURTULMALI”
Aşı ile önlenebilen hastalıkların olgu sayısındaki değişimleri aktaran Eskiocak, aşılanmanın bir hak olduğu kadar bir ödev olduğunu vurgulayarak, “Bilinmelidir ki, toplum bağışıklığının tek kazanımı enfeksiyon zincirinin kırılması değildir. Toplum bağışıklığı bununla birlikte toplumun en kırılgan kısımlarının korunmasını sağlayan bir dayanışmadır” dedi. Eskiocak, son olarak ise Türkiye’nin aşı sağlamada dışa bağımlılıktan kurtulması ve bağışıklama hizmetinin ömür uzunluğuna genişletilmesi gerektiğinin altını çizdi.
“BULAŞICI HASTALIKLAR YALNIZCA KİŞİYİ DEĞİL, TÜM TOPLUMU İLGİLENDİRİYOR”
Sunumun akabinde kelam alan KLİMİK İdare Konseyi üyesi Prof. Dr. Alpay Azap, Covid-19 pandemisinde de görüldüğü üzere bulaşıcı hastalıkların yalnızca kişiyi değil, bütün bir toplumu ilgilendirdiğini belirtip aşılanmanın ve hatırlatma dozlarının ödev niteliğine dikkat çekti. Hami hizmetlerdeki aksamaların taşıdığı risklere işaret eden Azap, Dünya Sıhhat Örgütü datalarına bakılırsa kızamık olay sayısında yüzde 80’lik bir artış yaşandığını aktardı.
“AŞI TEREDDÜDÜNÜN ÖNLENMESİ İÇİN ÇALIŞMA YÜRÜTÜLMELİ”
HASUDER Bulaşıcı Hastalıklar Çalışma Kümesi yürütücüsü ve TTB Pandemi Çalışma Kümesi üyesi Prof. Dr. Tayyar Şaşmaz ise aşıyla önlenebilen hastalıkların bağışıklama programları kararı daha az görünmesinin zıddından aşı kararsızlığını artırdığını tabir etti. Şaşmaz, maksat popülasyonda en azından yüzde 95 oranında aşılama ve aşı üzerine bilinçlendirme programı yürütülmesi gerektiğini lisana getirdi. SSYV İdare Şurası üyesi Prof. Dr. Sarp Üner de aşı tereddüdünün önlenmesi için çalışmalar yürütülmesi gerektiğini vurguladı.
Okumaya devam et...