Yapılan birtakım araştırmalar, mısır, ayçiçeği, palmiye ve soya fasulyesi yağlarının ısıtıldığında çeşitli kanserlerle ilişkili olduğu bilinen aldehit kimyasallarını açığa çıkardığını ortaya koydu.
İngiltere’deki DeMonfort Üniversitesi tarafınca yürütülen araştırmada, bitkisel yağlarda kızartılan yemeklerin Dünya Sıhhat Örgütü tarafınca önerilen günlük ölçüden 200 kat daha fazla aldehit içerdiği bulundu.
Express’te yer alan habere nazaran, çalışma enteresan bir biçimde, yemekleri zeytinyağı, domuz yağı ve tereyağı ile pişirmenin fazlaca daha düşük ölçülerde aldehit ürettiğini ortaya koyuyor.
Bilim insanları, Hindistan cevizi yağının ise tüm yağların en sağlıklısı olabileceğini öne sürdü.
Dört doğal yağdan elde edilen birtakım genetik bileşiklerin beden için toksik olabileceğini öne süren araştırmacılar, yiyecekleri kızartırken bu dört bitkisel yağdan kaçınılması gerektiğini söylüyorlar.
Araştırma, toksik bileşiklerin retinaldehitin oksitlenmesini destekleyerek yiyeceği retinoik aside dönüştürebileceğini öne sürüyor. Bu da kanser hücrelerinin büyümesine ve hayatta kalmasına yol açabilir.
TERS GÖRÜŞLER DE VAR
tıpkı vakitte, sıhhat kurumları, yüksek kolesterol üzere kalp hastalığı belirteçleri ile direkt alakalı olduğu için, doymuş yağın nizamlı tüketimine karşı tavsiyede bulunuyor.
Dahası, kimi epidemiyolojik araştırmalar, aldehitlere maruz kalmanın insanlarda kansere niye olduğuna dair ikna edici bir ispat olmadığını öne sürüyor. Dünya Kanser Araştırma Fonu, az ölçüde yağ almanın, bedenin vitaminleri emmesine yardımcı olarak sıhhat yararları sunabileceğini bile öne sürüyor.
Öbür bir araştırma da, yemeklik yağların bir daha kullanılmasıyla gelen ek bir riskin altını çizerek, bunun kolon kanseri riskini artırabileceği konusunda uyardı.
Bunun sebebi, ayrıştırılmış yağların mutasyon ve kanserin yayılmasını başlatan genleri değiştirerek kanser riskini artırabilmesidir. Tekli doymamış ve doymuş yağlardan oluşan yağlar ise ısıya daha sağlam olma eğilimindedir. Bunlar içinde, her ikisi de oleik asit üzere daha yüksek seviyede tekli doymamış yağlara sahip olan kolza tohumu ve zeytinyağı sayılabilir.
Okumaya devam et...
İngiltere’deki DeMonfort Üniversitesi tarafınca yürütülen araştırmada, bitkisel yağlarda kızartılan yemeklerin Dünya Sıhhat Örgütü tarafınca önerilen günlük ölçüden 200 kat daha fazla aldehit içerdiği bulundu.
Express’te yer alan habere nazaran, çalışma enteresan bir biçimde, yemekleri zeytinyağı, domuz yağı ve tereyağı ile pişirmenin fazlaca daha düşük ölçülerde aldehit ürettiğini ortaya koyuyor.
Bilim insanları, Hindistan cevizi yağının ise tüm yağların en sağlıklısı olabileceğini öne sürdü.
Dört doğal yağdan elde edilen birtakım genetik bileşiklerin beden için toksik olabileceğini öne süren araştırmacılar, yiyecekleri kızartırken bu dört bitkisel yağdan kaçınılması gerektiğini söylüyorlar.
Araştırma, toksik bileşiklerin retinaldehitin oksitlenmesini destekleyerek yiyeceği retinoik aside dönüştürebileceğini öne sürüyor. Bu da kanser hücrelerinin büyümesine ve hayatta kalmasına yol açabilir.
TERS GÖRÜŞLER DE VAR
tıpkı vakitte, sıhhat kurumları, yüksek kolesterol üzere kalp hastalığı belirteçleri ile direkt alakalı olduğu için, doymuş yağın nizamlı tüketimine karşı tavsiyede bulunuyor.
Dahası, kimi epidemiyolojik araştırmalar, aldehitlere maruz kalmanın insanlarda kansere niye olduğuna dair ikna edici bir ispat olmadığını öne sürüyor. Dünya Kanser Araştırma Fonu, az ölçüde yağ almanın, bedenin vitaminleri emmesine yardımcı olarak sıhhat yararları sunabileceğini bile öne sürüyor.
Öbür bir araştırma da, yemeklik yağların bir daha kullanılmasıyla gelen ek bir riskin altını çizerek, bunun kolon kanseri riskini artırabileceği konusunda uyardı.
Bunun sebebi, ayrıştırılmış yağların mutasyon ve kanserin yayılmasını başlatan genleri değiştirerek kanser riskini artırabilmesidir. Tekli doymamış ve doymuş yağlardan oluşan yağlar ise ısıya daha sağlam olma eğilimindedir. Bunlar içinde, her ikisi de oleik asit üzere daha yüksek seviyede tekli doymamış yağlara sahip olan kolza tohumu ve zeytinyağı sayılabilir.
Okumaya devam et...